1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
349
Okunma

Ey gönül ehli,
Her vuslâtın öncesinde bir hicrân,
Her gülün gölgesinde bir diken vardır.
Zîrâ Rabbimiz buyurur ki:
Andolsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan ederiz.
(Bakara, 155)
Aşk bir güldür; ama o güle varan yol, nefsin bağını aşarak geçilir.
Gül’e dokunmak isteyen, dikenin kanını kabullenmeli,
Acıyı inkâr etmeden, imtihânı sâbırla karşılamalıdır.
Her diken bir nefs terbiyesi,
Her sızı bir irfân dersi,
Her bekleyiş bir hikmet kapısıdır.
Gül’e varmak için, önce dikeniyle helâlleşmek gerek.
Zîrâ sâbırsız âşık, gülü heder eder.
Ve sâbırsız kul, aşkın eşiğinden döner.
İmâm-ı Gazâlî der ki:
Sâbır, ruhun zaferidir; sâbırsızlık ise nefsin galebesidir.
İşte bu yüzden, diken aslında bir perdedir;
Ve her perde, Hakk’a yaklaşmak için bir arınma vesilesidir.
Ah Yâr,
Diken sana düşman değildir.
O, aşkın sınavıdır.
Kabul et, razı ol, helâlleş onunla.
Zîrâ helâlleşmeden hiçbir gül sana açılmaz.
Unutma ki, sâbretmeden vuslât olmaz;
Dikensiz gül, köksüz güzelliktir . . .
Liyakat -
5.0
100% (1)