2
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
217
Okunma

İnsan olmak, nefes almaktan çok daha fazlasıdır. Derin bir farkındalık, acıların süzgecinden geçmiş bir bilinç, ve çoğu zaman içsel bir savaştır. Doğarız, fakat insan olmayı çok daha sonradan öğrenebiliriz. Bu hayatta attığımız her adım öğreterek yürümemizi sağlardı onun içindir ki her yara bir ders, her kayıp bir dönemeçtir.
İnsan, sadece etten ve kemikten değil, umutlardan, korkulardan ve aynı zamanda çelişkilerden oluşur. Kendi zihninde çalkalanan fırtınalara rağmen, dış dünyada ayakta kalmaya çalışır. Her gün yeni bir maske takarak, daha farklı ve yeni bir rol üstlenerek yaşamaya yaşama alışmaya ayakta kalabilmek mücadelesi verilir farklı şekillerde… Fakat biliriz ki içimizde bir yerlerde, çocukluğumuzdan kalma saf bir ses hala fısıldar “Bu muydu insan olmak" diye sorardı bu muydu...
Bir çocuk düşünün sessiz bir coğrafyada ve savaşların gölgesinde büyüyen bir çocuk. O çocuk oyuncak yerine taşlarla oynayan, ninni yerine silah sesleriyle uyuyan bir çocuk… Belkide insan olmanın ne ne büyük bir nimet ve ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu en çok onun gözlerinden anlayabiliriz.
İnsan olmak, yalnızca yaşamak değildir, gerektiğinde başkasının acısını duyabilmektir. Sevginin yükünü taşımaktır, nefretin zincirlerini kırabilmektir. Ama ne yazık ki, şimdi birçokları üstün olmayı sevmekten, hükmetmeyi anlamaktan daha değerli sanıyor artık. Oysa gerçek üstünlük, yıkmamakta gizlidir, kırmadan konuşabilmek, koşulsuz paylaşabilmek, ve gerçekten sevebilmektir…
Bugünün dünyasında insanlar birbirine hepten yabancı, yan yana gelmekten, göz göze olmaktan korkan kalabalıklar, herkesin yüzünde bir maske takılı neyi neden sakladığını bilmeyenler, yüzlerini saklarken, içini saklayan neredeyse yok gibi. Herkes bir şeyler arıyor, kimisi huzur, kimisi para, kimisi sadece biraz sevgi... Ama birçoğu hala bunun farkında bile değil ne aradığını bile bilmiyorlar .
İnsanız hepimizin içimizde bastırılmış öfke, doyurulmamış açlıklar ve unutulmuş merhamet var. Ve bu karanlıkların içinde, iyi kalmak kalabilmek gittikçe daha da zorlaşıyor olsa da, insan olmanın en değerli tarafı da bu aşamalarda başlıyor, yani zor olanı seçmekte.
İnsan, kendi iç sesine kulak vermeye başladığı andan itibaren de değişmeye başlar. Vicdan, yönünü kaybetmiş kalplere pusula olur. Sevgiyi bir lüks, bir gösteriş gibi değilde, bir ihtiyaç olarak gördüğümüzde ve onu hayatımızda yaşamaya başladığımızda inanın insanlığımızı yeniden inşa edebiliriz.
Çünkü bu dünya ancak “iyi insanlar” sayesinde ayakta kalabilir.
İyi insanların çoğaldı yarınlarınız olsun...
*
Mehmet Demir
8724