Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Aşık-ı boğaz
Aşık-ı boğaz

BATAKLIK

Yorum

BATAKLIK

( 2 kişi )

0

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

465

Okunma

BATAKLIK


Bazen mecburiyetten tercih yapmak zorunda kalınır. Eğer bu tercih dönülmezlikle sonlanacaksa daha ağır olur. Hiçbir zaman silinmez bellekten, ruhun hep bir kenarında onu hırpalar durur. Ayrılığın en acısıyla! Dönüşün imkânsızlığının üzüntüsüyle insanda!

Yuvadan yavrusunu atmaya çalışan leylek köylüler tarafından üzüntüyle izleniyordu. Dayanamadı Mehmet ‘’hep bizim yüzümüzden’’ diye mırıldandı. Dile getiremedi. Kahvede Emin tam karşı masada oturuyordu. Ama içindeki üzüntü isyana dönmek üzereydi. Birden masadan kalktı Emin’in yanına gitti. Omuzuna hafifçe iki kez vurdu. Emin ayağa kalktı.
-Emin hakkını helal et. Sen haklıymışsın. Öğretmen Kemal’de çok doğru söylemiş. Gerçekten öğretmenmiş biz değerini bilmedik. Köyde olsaydı, gidip elini öpüp af dileyecektim. Giderken bizim küçük oğlan çok üzülmüştü. Bana ‘’baba söyle muhtara gitmesin’’ demişti. Bende yenisi gelecek oğlum demiştim. ‘’Ama o çok iyi öğretmen onun gibisi gelmez’’ demişti. Çocuk bile bizden akıllıymış. Sende, oda çok haklıymışsın Emin.
Emin’e sarıldı, gözleri dolmuştu. Kahvede bulunanlar da nedenini zaten biliyordu. Çoğu üzüntü ve neden olmanın suçluluğu ile gözlerini yuvaya doğru çevirdi. Bazıları kederle başını salladı.

O yıl havalar çok sıcak geçmişti. Çok sivrisinek olmuştu, herkes şikâyetçiydi. Köyde bulunan ziraat teknisyeni bataklık yüzünden bunu ıslah edin, sorun çözülür diyordu. Her kış derenin debisinin artmasıyla taşar, köyün aşağısında bulunan alan, sulak alan olup gölleşirdi. Bahar sonuyla birlikte sular çekilir, geniş alan açılır, gölet oldukça küçülürdü. Köylü kuruyan alanı eker iyi verim alırdı. Başta Mehmet olmak üzere yavaş yavaş bu fikir olumlu görünmeye başladı. Ziraat teknisyeni işin çok zor olmadığını mevcut derenin kenarlarının taşmayı önleyecek kadar yükseltilip arkasının toprakla desteklenmesiyle bu iş biterdi. Kazanılan topraklar da ekenlere yaz kış kalmış olurdu. Dere kenarına birkaç kuyu, yazın küçük sulamayı sağlardı. Bir ay kepçe çalışsa iş biterdi.

Her akşam kahvede konuşulmaya başlanmıştı. Gitgide isteyenler, toprak kazanma hırsıyla artmaktaydı. Başta Emin olmak üzere az sayıdaki kişi karşı çıkıyordu. Yaşlılar Emin’in yanında yer almaktaydı. Ama kararsızların çoğu karşı tarafa geçme eğilimindeydi. Köyün öğretmeni Kemal kesinlikle karşı duruyordu. Köy imamı taraf olmadı, karışmadı. Son bir kahvede akşam toplanıp tartışma kararı alındı. Toplantıda önce Mehmet olsun diye, sonra Emin olmasın diye konuştu. Sonra sözü alan yaşlılar adına İlyas Dede konuştu.
-Bakın çok yanlış bir iş yapmak üzeresiniz. Dedelerimiz bu köyü kurarken bu kış deresinin varlığı ve baharda ovayı su kaplamasının bereketi için buraya kurdular. Derenin suyu yazın çok azalır, bazen tamamen kurur. Bahardaki taşkın yazın ovanın altında kalır ürünü besler. Suyu keserseniz kazandığınız toprak çöle döner ot bitmez. Gelin biz büyüklerin sözünü dinleyin. Çölden bereket gelmez gelse gelse, size bol bol toz gelir.

Sonra sözü öğretmen Kemal aldı.
-Doğanın binlerce yıl içinde oluşturduğu cennet haline çevirdiği bu güzel köyü İlyas dedenin dediği gibi çöl yapmak istiyorsunuz. Önce doğal yapı bozulacak kuşlar, diğer hayvanlar terk edecek. Ağaçlar bitkiler eski gürlükte açmayacak. Derenin akıp giden suyu göllenmediğinden toprağı besleyemeyecek. Göletler kuruyacak, kuyularda tabii. Göreceksiniz toprak kazanma hırsınız, ürün alınma bereketinize darbe vuracak. Ürününüz ve besleyeceğiniz hayvanınıza yansıyacak ve bölgenin doğal yapısı bozulacak. Sivrisinekler ilk etapta belki azalacak ama yine olacak. Onlar sorunun kaynağı değil, sizin bedava toprak sahibi olma hırsınız. Zaten alanı yazın kullanıyorsunuz kışın çok işinize yaramayacağını göreceksiniz. 170 yıl önce Kızılderili reisin dediği gibi ‘’Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam, paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak’’ sözü bu köy içinde geçerli olacak. Tüm kuşlarla birlikte azalan bereketlerle birlikte gece kuşları da gidecek. Sivrisinekler çoğalınca onları gece bekleyen gece kuşları da tükenmiş olacak. Köyü gençlere, size bırakılan gibi bırakamayacaksınız. Çok geç olacak. Ben geçip gideceğim, yalvarırım yaşlıları dinleyin bu cennet köyü çöl yapmayın, hırsınızı yok edin. Yaşlılığınızda köyde yanınızda gençler olmadan hayata veda edeceğinizi bilin, bu hırs ilerde gençlerin göçünü arttıracaktır.

Yapılan oylamada çoğunluk kurutma kararı aldı. Maddi hırs yaşlıların bilgeliğini ve öğretmen Kemal’in çabalarını yendi. Emin’ler mücadeleyi kaybetti. Muhtar uğraşarak dozerler getirdi. Dereye yeni yatak yapıldı. Arkasına yüksek toprak tepeleri konduruldu. Artık dere istese de taşamazdı. İki ay çalışıldı. Sonraki üç yıl kazanılan topraklar iyi ürün verdi. Üçüncü yıldan sonra toprak kurudu. Artık kuşlar bile ovaya uğramaz oldu. Yuva yapan leyleklerin sayısı çok azaldı. Yazın su alınacak, kuruyan dere kenarında bile kuyu kalmadı. Kemal öğretmen ikinci yıl tayinini isteyip gitmişti. Son yıl yine çok sıcak geçmiş sivrisinekler yine çoğalmıştı. Gece kuşları belirsizdi. Yaşlıların ve rahmetli olan İlyas dedenin dediği gibi çöl yürümekteydi.

Yuvada dört yavru vardı. Eskiden yuvalardan üç veya dört yavru büyüyüp uçardı. Leylek kuraklık nedeniyle bakabileceği güçlü iki yavruyu bırakıp diğer ikisini içgüdüsel olarak yuvadan atmaktaydı. Neslin devamı için bu zorunlu bir karardı. İçindeki fırtınayı bir o bilebilirdi. İlk yavru düşünce kedi kapıp kaçtı. İkinci düşmeden Emin’in küçük oğlu altta bekledi ve düşen yavruyu aldı. Kahveden hüzünlü bir alkış koptu.

-Babası bizden dereyi kurtaramadı ama oğlu hiç olmazsa bir yavruyu, bizim hatamızın sonucundan kurtardı. İnşallah büyüyünce dereyi de köyü de kurtarır.
Dilinden üzüntüyle döküldü Mehmet’in.

Doğruyu yenen hırslar! Feda edilen güçsüzler! Zayıfa yaşam hakkı vermeyen acımasız kurallar! Sevgisini içine kederle gömen anneler!

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Bataklık Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bataklık yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BATAKLIK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL