0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
224
Okunma
Aşkın en saf hali, sözcüklerin ötesinde bir dilde konuşur. O, bakışlarda saklı bir tebessüm, dokunuşta hissedilen bir sıcaklık, sessizlikte yankılanan bir melodidir. Bu saf haliyle aşk, "sen" ve "ben" ayrımını ortadan kaldırır; iki kalbi tek bir ritimde attıran, iki ruhu tek bir bedende birleştiren görünmez bir bağdır. Bu bağ, mantığın zincirlerini kırar, kalbin pusulasını takip eder.
Saf aşk, karşılığında bir şey beklemez. O, bencil arzuların, beklentilerin ve çıkarların ötesindedir. O, sadece verir. Tıpkı bir annenin çocuğuna duyduğu sonsuz şefkat gibi, bir güneşin tüm canlıları koşulsuz aydınlatması gibi. Bu aşk, sevdiğinin mutluluğuyla mutlu olur, onun acısıyla sızlar. Karşılığında "beni sev" diye bir talepte bulunmaz, sadece "var ol" der.
Senden uzaktım, yüreğime mühürlü bir memleket gibiydin. Şimdi sen yanımdasın ya, dünya dediğin ne ki? Bir şiirin ilk dizesi, gerisi vız gelir.
Yılmaz KURUCAN
5.0
100% (1)