0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
177
Okunma
Bazı kapılar var, çoktan kapanmış gibi durur ama içten içe hâlâ gıcırdar…
Her adımda, eski bir yankının ayak sesi duyulur.
Kim bilir belki de o yankı, artık sadece bir alışkanlık.
Belki de bir zamanlar kırılan, hâlâ tam olarak sarmamış kenarlarını.
Biri var şimdi.
Suyu, ateşi bilen birinin sabrıyla yaklaşıyor.
Sesinde ısrar yok ama ısınmış bir rüzgâr var.
Gözleri sormuyor, sadece bekliyor.
Sanki her suskunluğuma bir şiir ezberlemiş gibi.
Ama ben…
Bir zamanlar ’gel’ dediğim bir kalpte
en çok ben kaldım yarım.
Şimdi biri bana ’geleyim mi?’ dedikçe
içimde bir şeyler kıpırdamıyor, sadece susuyor.
Kalbim kapalı değil aslında,
sadece eskisi gibi kolay açılmıyor.
Anahtar yerinde duruyor,
ama kilit;
onu çevirmeye elim varmıyor.
Çünkü ne zaman biri içeri girmek istese
önce tozlu anılar öne atılıyor.
Önce bir ’geç kalmadın mı?’ bakışı çıkıyor karşısına.
Oysa onun bir su gibi çağlaması var.
Benimse kurumuş nehir yatağımda yankılanan korkularım.
Belki de zaman, her şeyin ilacı değil.
Bazı acılar, sadece daha sessiz olmayı öğreniyor.
Vesselâm...
Esma Canyurt
5.0
100% (2)