0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
109
Okunma
14 Haziran 22.00, üstümde atletim, altımda şortum ile balkonda üçüncü çayımı içtikten sonra dağınık masamda yazıyorum bu satırları.
Evet, satırları... Yazıyı veya kelimeleri değil, daha romantik bulduğum "satırları" yazıyorum.
Ben 17 yaşındayım ama şu an yaptığım eylem hiç de 17’ymişim gibi değil.
Neden?
Galiba yeniye ait hissedemiyorum.
Eski, daha estetik geliyor önce gözüme, sonra da zihnime.
İçindeki umuda sadık, insanların hırslarından bıkmış, halkına kızmış, ağlayanlarla ağlamış, doğrudan dönmemiş olan insanlar hem eskide kaldı hem de dünyanın iğrenç gerçekliğinden uzaklaşmak için estetik arayışındalardı.
Kimi bir şiir yazdı.
Kimi bir sigara yaktı.
Kimi delirdi.
Kimi intihar etti.
Ama ne garip bir gerçektir ki insanlar hep kalbi duranı andı.
Peki ya bu insanlara kızmakta haklılar mıydı?