1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
216
Okunma
Yolculuk esnasında otoyolda ilerlerken, asfaltın kıyısında yatan irili ufaklı hayvan cesetleriyle karşılaştım. Önceden bu kadarına denk gelmezdim. Belki de bu kadar dikkatli bakmazdım… Ama bugün farklıydı. Bugün o manzara içime oturdu.
Sanki bu ölümler birer kaza değil de… birer vazgeçişti. Yaşamak istemeyen hayvanlar vardı sanki, dünyanın yükü onlara bile fazla gelmişti artık. O an, sadece yola değil, içime de gömülmeye başladı düşünceler.
Biraz daha ilerlediğimde sanayi bölgesinde büyük bir yangınla karşılaştım. Gökyüzü kapkara, nefes almak zor. Kaskımın içinden giren duman, sadece burnumu değil, ruhumu da yaktı. Görüş sıfıra yakın. Bir anlığına, “gökyüzü de pes etti” diye geçirdim içimden.
Sanki doğa, sessizce bir çığlık atıyordu. Duman gözümü yakarken, içimde bir şeyler daha fazla acımaya başladı. Giderek uzaklaştım oradan, ama o kara bulutlar yüreğimden inmedi. Yolun kalanında hep aynı soru dolandı zihnimde:
Sahi…
Ne oluyor bize?
Ne oluyor bu dünyaya?
Eskisi gibi değiliz. Gökyüzü ağlamıyor artık, ölüyor.
Toprak bereket değil, ağıt taşıyor.
Ve biz hâlâ susuyoruz…
5.0
100% (2)