Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Aşık-ı boğaz
Aşık-ı boğaz

KAPI

Yorum

KAPI

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

273

Okunma

KAPI



KAPI
Çalınan kapıdan içeri giren kişiye heyecanla baktı. Derin bir boşluğa düşmüş gibi, kendini içinden çıkmak için çabalar hissetti. Zamanın ruhu yaşanmışlıklarını hallaç gibi atmaktaydı. Zaman durmuş geçmiş at oynatmakta, meydanı ele geçirmiş. Yaşatmakta geçmişi anda!
……
Sevgi gözünden akan insanlar vardır. Gördükleri her yere, canlıya sevgi dağıtırlar. Ücret almazlar özel ilgi ve alaka sunmazlar, sadece içten sevgi saçarlar. Bunu bilerek yapmazlar davranışları budur. Karşısındaki insanın belleğinde kalıcı yer kaparlar, silinmesi zordur. Onlara göre normal yaşamında sıradan bir davranış, karşısındakinde ise bazen hayatına yapılan en derin dokunuştur.
-Buyurun niçin gelmiştiniz.
-Doktor bey kardeşimi dün ameliyat etmiştiniz. Murat kaza geçirmiş. Ben haber alıp bugün yeni geldim. Nasıl durumu?
-Hoş geldiniz merak etmeyin durumu iyi, bugün odaya çıkacak. Belki de çıkmak üzeredir.
-Herhangi bir sakatlık kalmayacak. Tam düzelecek değil mi?
-Yok her şey iyi olacak, kısa sürede çıkacak, normal hayata dönecek.
-Çok teşekkürler. Beni çok mutlu ettiniz. Gelene kadar otobüste yaşadıklarımı bilemezsiniz. Çok ama çok sağolun.
Korku dolu ama sevgi saçan yeşil gözler birden sevinç dolu sevgi saçan gözlere döndü. Her iki anda da tema sevgi saçan gözleri sunuyordu.
Ertesi sabah vizitede odaya girince, koltukta oturmaktaydı. Bana bakarak gülümsedi. Bakışından minnet ve sevgi bir arada gözlerinde okunuyordu.
-Murat bey nasılsın bugün? Var mı bir şikayetin?
-Yok hocam biraz ağrım var, ama hemşire hanım kısa sürede geçeceğini söyledi.
- O kadar olacak. Bedenin otonun kaportasını parçalamış birde ona sor ağrısı seninkinden çoktur.
Odada mutluluk gülüşmesi oldu. Sevinç rüzgârı odayı şöyle bir dolaştı.
-Şimdi bir muayene yapalım bakalım.

Hastane kafeteryasında dinlenme, kahve molasındayken, kahve makinesinin başında onu gördüm. Kahvesini aldı beni görünce yanıma geldi.
-Hocam afiyet olsun. Bize yarın çıkış verecekmişsiniz. Hemşire hanım söyledi.
Gözlerinde mutluluk, sevinç ve sevgi vardı, yayıyordu.
-Buyurun oturun ayakta kalmayın.
-Rahatsız etmeyeyim. Dinlenme anınız!
- Yok, yok buyurun.
-Bizim misafirperverliğimiz bu kadar, yeni misafirlere yer açalım. Bizde gelen misafir çoktur.
Gülüştük. Biran gözlerimiz birbirine kenetlendi. Sanki bakış çakışmasından uzun sürdü. Kendimi toparladım. Konu açtım.
-Nereden gelmiştiniz. İlk gün yoldan geldiğinizi söylemiştiniz.
-İstanbul’da yaşıyorum. Ressamım. Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim görevlisiyim.
-Ressam, harika! Bende gelecek ay İstanbul’da göreve başlayacağım. Üniversitede, şehir büyük ama belki karşılaşırız. Derler ya iki akraba İstanbul’da yaşayıp 30 yıl birbirini görememiş, yani karşılaşmamışlar.
İçimden inşallah karşılaşırız, ya da mutlaka karşılaşmalıyız diye geçirdim. Fırtınanın içine düşen gönül, halinden çok memnun hatta fırtınanın güçlenmesini teşvikte.
-Doktor bey yarın biz çıkarken siz belki ameliyatta olursunuz. Belki görüşemeyiz. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Bana tek kardeşimi bağışladınız. İlk geldiğimde o kadar candan yaklaştınız ki anlatamam. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Çok ama çok içten teşekkür ettiğimi bilin!
-Ben görevimi yaptım. Murat’ın şansı da yardım etti. Birde genç olduğu için çabuk iyileşti.
-Mütevaziliğiniz doktor bey yaratılışınızda var. Yine ilk günkü yaklaşımınız.
Yine gözlerimiz kenetlendi. Yine biraz uzun bir bakışmaydı. Dediği gibi ertesi gün ameliyatta olduğumdan görüşemedik. Hemşire her ikisinin de teşekkür ettiklerini iletti.
……
Çalınan kapıdan içeri girdi. Şaşkın ve sevinçle yerimden kalktım. Heyecanım belli olmasın diye kendimle mücadele ediyordum. Ama hafifçe titretmişti bu odaya giriş. Ne diyeceğimi karıştırdım. Dilim sürçtü. Cümledeki kelimeler birbiriyle uyuşmadı. Bir şey söyledim, ne o anladı ne ben. ‘’Ne hoş bir sürpriz’’ demek istedim herhalde. Toparlanmam lazım diye içime yalvardım.
-Müsaitseniz gelebilirmiyim.
Kelimeler gelip yüzüme çarpıp alev gibi yaktı. Yüzümün kızardığını, özellikle küçükten beri heyecanlandığımda burnumun havuç gibi kızardığı tablonun yüzümdeki yerini aldığını biliyordum. Bu heyecanımı katlamaya başladı. Kelimeler takıldı kaldı boğazımda çıkmıyor. Yutkundum kısık bir sesle;
-Buyurun, hoş geldiniz.
-Doktor bey daha önce gelecektim. Ama alışın diye bekledim. Size gerektiği kadar teşekkür edememiştim. Gelince size hediye olarak kalıcı bir şey vermek için bir yağlıboya tablo yaptım. Kabul ederseniz onu getirdim. Hem tekrar şükranlarımı ifade edeyim, hem de İstanbul’a hoş geldiniz demek istedim.
Sesinde heyecanlı olduğunu hissettim. Bu beni rahatlatacağı yerde heyecanımı daha da arttırdı. İçimden camı açıp şehre bağırmak geldi. Ama içimde bağırmaya hazırlanmıştım bile. Boğazım çıkmasın diye düğümlendi. Kulak zarlarım kalbimin gümbürtüsüne, saldırısına direnmeye çalışmakta, uğultuyla beynimi savurup boşluğa atmakta. Ama iç sesim sonunda coşkuyla, içimin duyacağı sevinçle bağırdı;
‘’Hoş geldin sevgilim’’

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kapı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kapı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAPI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL