0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
287
Okunma
Tutarsızlığını indirdim bir tarafa gecenin. Dili lal bir ihtiyara türküler öğretmeye çalışıyorum, ağıtlardan arta kalan zamanlarda. Yoluma düşen hayal kırıklıklarını süpürüyorum gecenin altına. Hasır altı edilmiş ne kadar haksızlık varsa memlekete, çıkarmaya çalışıyorum aciz ellerimle. Sanki beyaz bir kefenin içinde kıpırdıyor gençliğim. Kırılmış bir aynanın en küçük parçasında yüzümü arıyorum. Serden geçeli çok olmuş. Çarşambayı perşembeye bağlayan gecelerin hatrına duruyorum ayakta. Şiirin yüzü suyu hürmetine yaşıyorum birazda. Sadece tek başıma ve olağanca sessiz. Cennetten kovulmak için var gücümle dişlerimi geçiriyorum kırmızı elmaya. Kendimi bulmam için, bir kuytuya atılmam gerek. Karanlığı yırtmam için karanlığı görmem gerek. Sonrası çorap söküğü gibi, sonrası içimdeki benliğin özgür kalması. Tınısına yabancılaşan ruhumun son demleri bunlar. Ölmeden önce biraz opera, yada kısacık bir keman sesi, en gıcırtısızından.
Öylesine yazmış bir adam olarak anılmak istemiyorum bu dünyada. Çocuklara sarılmak istiyorum kitaplarca. Belki de hep beraber dinleriz operayı yada kemanın o güzel sesini ama en gıcırtısızından.
faruk yamen