0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
241
Okunma
Her insan için tek bir doğru kişi olduğuna inanmıyorum ben. Yetmiş yıllık bir çınar ağacıysa içim, binlerce çizgim binlerce boşluğum var, birilerinin doldurabileceği. Her biri eşsiz şekillerde varolan ihtiyaçlarım var. Her biri kendine has arzularımın. Bazen biri bir boşluğu dolduruyor içimde, sonra gitme vakti geldiğinde biraz korkuyorum yarım mı kalırım diye. Kimi zaman o kişi gitse de boşluğumu onun anıları doldurmaya devam ediyor. Bana kattıkları benimle yaşlanıyor bazen. Bazense ondan geriye bir boşluk kalmamış oluyor geriye. Her biri ayrı özel anılarımın, nostaljik sevgilerin bir özelliği de sonsuza kadar sürmelerinde bence.
Sevmek, çoğu zaman bir ihtiyaç. Ve ben bu ihtiyacı kendimle gideriyorum. Annemin karnından çıktığım günden beri evliyim çünkü bu insanla. Evlilik yemininde diyor ya, "ölüm bizi ayırana dek." Her gün yatağına yattığım, hastalıkta sağlıkta yanında olduğum, uzanabildiğim her yerini yıkadığım, beslediğim bu insanı sevmek ihtiyacı duyuyorum. Onu seviyorum. Yüzündeki çizgilerle, kalbindeki boşluklarla, güvensizlikleriyle seviyorum. Kusurlu halini en az onun kadar kusurlu bir biçimde seviyorum. Böyle olunca da bir diğerinin sonsuza kadar yanımda olmasına ihtiyaç duymuyorum. Sabah uyandığımda elimle gözlüğümü arar gibi aramıyorum birilerini. Şayet biri olur da, bir boşluğumu doldurursa kendiliğinden, ne güzel. Elveda zamanı geldiğinde bir buse kondurmayı yanağına, ona çok görmüyorum.