0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
216
Okunma
İnsanın içinde gizli bir kapı vardır;
açıldığında ne bir gül, ne bir dua çıkar içinden.
Karanlık bir aynadır o…
Ve çoğumuz o aynaya bakmaktan korkarız.
Oysa kötülük, sadece dışarıdan gelen bir tehlike değildir.
Kimi zaman bir kelimedir, söylememeyi seçtiğimiz.
Kimi zaman bir suskunluktur, birini incitirken gözlerimizi kaçırdığımız.
Ve çoğu zaman, biz kötülüğü ellerimizle değil,
görmezden gelerek işleriz.
İçimizde bir yer vardır, sessizce kötülüğü besleyen.
Çünkü o yer, yaralarla büyür.
İncinen bir çocukken öğrendiklerimizle,
affedilmemiş anılarla,
ve en çok da sevgisizlikle…
Peki neden var bu karanlık içimizde?
Belki de iyilik kadar eski,
belki de insan olmanın bir bedeli…
Ama en korkuncu şudur:
Kendi içindeki kötülüğü tanımayan,
başkalarını yargılamaya meyillidir.
Oysa kötülüğü kabul eden bir yürek,
onu dönüştürmeye de muktedirdir.
Kimi zaman öfke bir savunmadır,
kibir bir yara bandı...
Ve kötülük, çoğu zaman bir çığlıktır,
kimsenin duymadığı bir yardım arayışı.
Bizi kötü yapan şey, hissetmemek değil.
Aksine…
Hissedip de umursamamak.
Anlayıp da değiştirmemek.
İçimizdeki kötülüğü iyileştirmek,
dünyayı iyileştirmekten başlar.
Çünkü en büyük savaş,
insanın kendi içindedir.
Ve sen…
Eğer bu savaşı dürüstlükle verirsen,
belki de içindeki o kapıdan bir gün
bir çiçek çıkar.
Kırılmış ama solmamış,
susmuş ama susmamış bir çiçek...
5.0
100% (1)