Hiç bu yolda inilir mi? Kapı açıldı kapandı. Akşam vakti çay gibi gözlerimiz. Bardağa, çaya, lambaya bakarken yürekten sızlar deyişler. İki gözlük birlikte şimdi hülyasında kaderin. Beni bilirsin sular seller gibi okuyorum edebiyatı. Gazeller, rubailer, mesneviler ve ışk uçuşuyor. Bu yolda neden indin ? Kardeşim diyor kardeşim onu görmem lazım. Kapı üzerinde mavi benekli bir düğme. Ekmek kokulu amcaların bastığından hemde. Bu durakta inecek kimse yok deyip gaza basan şoför aslında Aşkına Ulaşım aş. çalışanı. Ben arkada oturuyorum. Dilruba erken bindi. Nasıl fiyakalı nasıl tövbekar durulur biliyorum. Hatta Osmanlıca dersimde dil-firib vakarını öğrenmiştim. İşte öyleyim. Gönül yakıcı bir duruş. Alfabede 1 harfi unuttum diye bana caka satıyor kalem öyle durgun ve mahzun bir yaz. Dilruba otobüsü selamlaya selamlaya dudaklarıma yanaklarıma aşkı konduruyor nasıl mutluyum. Sessizlik içinde tüm kainatı ben de selamlıyorum. Kapı açılmasın diye dua ediyorum. Bazen bey amcaya yer veriyor. Hep aynı esvap aynı keder ile. Dilruba’nın boynunda menekşe var. Arılar öpüyor ondan biliyorum. Kaldırımda bir çocuk beş yaşında bana şeker uzatıyor. Camdan diyorum çocuğum camdan. Camdan içeri girmez şeker. Hayatın tüm camlarını kırmak istiyorum. Dilruba ile akşam yemeğinde mum ışığında ikiz gözlük olarak otobüse Biniyoruz. Otobüste yemek yiyoruz. Bir cam elimizde billur bir aşk. Otobüs şoförü de çift kaşarlı gazete kokulu tost yiyor. İniyor aşağı yeni müşteriler geliyor. Şimdilik susuzluğunu ispat etmek zor. Benin aşkımı ispat etmem gibi. Reyhanların rayihası ile otobüse binen dişlek satıcı ve leblebici çocuk bana gülüyor. Çocukları güldürdüm Dilruba seni neden güldürmeyeyim. Ağzındaki saçma sapan sözleri bırakıp böyle bir kadın olduğun için seni seviyorum. Erinç biniyor otobüse iki adım atıp ellerini sallıyor kundaktaki bebeğine. Onun gibi değilim ben. Ben koynumda ve yanımda yaşamalıyım cennetimi. Ayrılmam diyorum. Ayrılık türküsü başlıyor. Bir sonraki durak: Dilruba.

Er gövdemdeki hasret çıvgımla yoğruluyor. Banktaki kediyi sevmiyorum artık zaten onun da beni sevesi yok. Güneşi perde gibi çekip uyuyorum. Şoför zaten beni bekliyor. Yarın aynı durakta inmesi için dua ediyorum. Başka durakta indiğinde kalbimde bir kaya kopuyor.