Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Ferat ali
Ferat ali

Barnabas İncili Üzerine Teolojik ve Tarihsel Bir İnceleme

Yorum

Barnabas İncili Üzerine Teolojik ve Tarihsel Bir İnceleme

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

243

Okunma

Barnabas İncili Üzerine Teolojik ve Tarihsel Bir İnceleme



Apokrif metinler arasında yer alan ve Hristiyan kutsal kitabı olarak kabul edilmeyen Barnabas İncili, tarih boyunca farklı çevrelerde hem teolojik hem de tarihsel açıdan ilgi uyandırmıştır. Dört kanonik İncil’in (Matta, Markos, Luka, Yuhanna) dışında kalan bu metin, gerek içerdiği iddialar gerekse tartışmalı kökeniyle akademik ve dini çevrelerin gündeminde yer almayı sürdürmektedir.

Yeni Ahit’e göre Barnabas, Kudüs doğumlu ve aslen Kıbrıslı bir Levilidir. Asıl adı Yusuf olan bu figür, Havariler tarafından “teselli oğlu” anlamına gelen Barnabas lakabıyla anılmış ve Pavlus’un yol arkadaşı olmuştur (Elçilerin İşleri 4:36-37). Ancak günümüzde bilinen Barnabas İncili’nin gerçekten bu Barnabas tarafından yazılıp yazılmadığı oldukça tartışmalıdır. Günümüze ulaşan en eski nüsha, 16. yüzyılda İtalya’da kaleme alınmış İtalyanca bir el yazması olup, hâlen Viyana Hofbibliothek’te muhafaza edilmektedir.

Barnabas İncili, İsa Mesih’in Tanrı’nın oğlu olmadığını, çarmıha gerilmediğini ve onun yerine Yahuda İskariot’un çarmıha gerildiğini ileri sürer. Ayrıca metin, İsa’nın Allah’ın bir peygamberi olduğunu ve son peygamberin geleceğini müjdelediğini belirtir; bu kişinin adı açık şekilde “Muhammed” olarak zikredilir. Bu ifadeler, metni İslam inancı ile bazı yönlerden örtüştürmekte ve özellikle İslam düşüncesinde pozitif bir ilgiyle ele alınmasına neden olmaktadır. Orta Çağ sonrasında İslam dünyasında bu metne yönelik ilgi artmış, bazı Müslüman yazarlar tarafından Hristiyanlığa karşı polemik amaçlı kullanılmıştır.

Hristiyan dünyasında ise Barnabas İncili, neredeyse oybirliğiyle sahte bir metin olarak değerlendirilmiştir. Metnin geç döneme ait olması, kullanılan dil ve üslubun Orta Çağ’a özgü özellikler taşıması, içerdiği Yahudi-Hristiyan polemiklerinin tarihsel bağlamı ve metnin yazım tarzı, metnin 1. yüzyıldan değil 15–16. yüzyıldan kalma olduğunu düşündürmektedir. Örneğin, metinde geçen "on iki gökyüzü katı" ifadesi, İslam kozmolojisiyle benzerlik göstermekte ve metnin Müslüman kaynaklardan etkilenmiş olabileceğini ortaya koymaktadır.

Barnabas İncili ayrıca Yeni Ahit metinlerine yönelik doğrudan eleştiriler içerir. Özellikle Pavlus’a yönelik ağır ithamlar, bu metnin, Pavlus’un Hristiyanlık üzerindeki etkisini reddeden çevreler tarafından kaleme alınmış olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir. Nitekim erken dönem Yahudi-Hristiyan gruplar olan Ebionitler ve Elkesaitler, Pavlus’un öğretilerini sapkınlık olarak değerlendirmiş ve İsa’nın yalnızca bir peygamber olduğunu savunmuşlardır. Düşünsel olarak bu gruplarla benzerlik taşısa da, mevcut Barnabas İncili’nin bu geleneklerle doğrudan bir bağlantıdan ziyade, çok daha geç bir dönemin ürünüdür.

1980’li yıllarda Türkiye’de bir kaçakçılık operasyonu sırasında ele geçirilen ve bazı çevrelerce Barnabas İncili olduğu iddia edilen Aramice bir el yazması da gündeme gelmiştir. Ancak uzmanlar, bu yazmanın içerik ve yazı karakteri açısından 5. ya da 6. yüzyıla ait olabileceğini belirtmekte; metnin Barnabas İncili ile doğrudan bağlantısını doğrulayacak kesin bir kanıt bulunmadığını ifade etmektedir.

Modern dönemde Barnabas İncili, bazı Müslüman çevrelerde Hristiyanlık eleştirisinin aracı olarak da kullanılmıştır. Ancak metin, İslam inancı ile birebir örtüşmeyen; kimi yerlerde İslam öncesi Arap inançlarını veya Orta Çağ İslam-Hristiyan polemiklerini yansıtan unsurlar içermektedir. Bu durum, metnin teolojik olarak bütünlüklü bir doktrinden ziyade, polemik amaçlı yazıldığını düşündürmektedir.

Akademik çevrelerde hâkim görüş, Barnabas İncili’nin özgün bir 1. yüzyıl metni olmadığı, 14–16. yüzyıllar arasında, özellikle İslam-Hristiyanlık tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde kaleme alındığı yönündedir. Ancak bu durum, metnin tarihsel, kültürel ve dini tartışmalardaki önemini ortadan kaldırmaz. Barnabas İncili, kutsal metinlerin tarihsel süreçte nasıl şekillendiğine, hangi saiklerle yazıldıklarına ve dini otoritelerce nasıl kabul ya da reddedildiklerine dair anlamlı bir örnek teşkil etmektedir.



Kaynakça:

1. Bahar, Mehmet. Barnabas İncili: Bir Apokrif Metin Üzerine İnceleme. Ankara: İSAM Yayınları, 2015.


2. Ehrman, Bart D. Lost Scriptures: Books that Did Not Make It into the New Testament. Oxford University Press, 2003.


3. Ragg, Lonsdale and Laura. The Gospel of Barnabas. Oxford: Clarendon Press, 1907.


4. Küçük, Hüseyin. “Barnaba İncili ve İslâmî Öğretiler.” Dinî Araştırmalar Dergisi, Cilt 6, Sayı 3 (2002): 121–140.


5. Akseki, Mehmet Şerafettin. İnciller ve Barnaba İncilinin Mahiyeti. Diyanet Yayınları, 1949.


6. Geiger, Wilhelm. “Gospel of Barnabas and the Muhammad Prophecy.” Theologische Zeitschrift, 1921.






Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Barnabas incili üzerine teolojik ve tarihsel bir inceleme Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Barnabas incili üzerine teolojik ve tarihsel bir inceleme yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Barnabas İncili Üzerine Teolojik ve Tarihsel Bir İnceleme yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL