0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
446
Okunma
Kitap Fuarlarında Kaybolan Keşif Ruhu: Dayatılan Kitaplar, Kısıtlanan Hayaller ve Öğretilmiş Sistem
Kültür sanat ve edebiyat etkinlikleri, özellikle kitap fuarları, okurlarla yazarların buluştuğu, yeni dünyaların keşfedildiği büyülü anlara ev sahipliği yapar. Bir yazar olarak bu etkinliklerde bulunmanın değeri paha biçilemezdir; kendi eserlerinizin önünde durup, meraklı gözlerle size yaklaşan genç beyinlerle buluşmak, onlara ilham vermek istersiniz. Ancak ne yazık ki, bu potansiyel sıkça "öğretilmiş bir sistemin" gölgesinde kalıyor.
Kesinlikle haklısınız! Öğrencilerin kitapları kendi başlarına keşfetmelerine ve yazarlarla doğrudan etkileşim kurmalarına izin verilmemesi, onların okuma serüvenleri için çok büyük bir kayıp. Bu durum, maalesef hem öğretmenlerde hem de öğrencilerde yerleşmiş bir "öğretilmiş sistemin" bir parçası.
Öğretmenler, belki iyi niyetle, zaman kısıtlamaları veya okul yönetiminin beklentileri doğrultusunda hareket ediyor olabilirler. Ancak bu durum, çocukların birer robot gibi belli bir güzergahta, belirlenmiş yayınevlerinin ve yazarların stantlarına yönlendirilmesine, hatta bazen hangi kitabı alacaklarına dair dayatmalara kadar gidebiliyor. Etkinlik alanlarında hızla bir araya toplanıp, kitapları incelemeye bile fırsat bulamadan otobüslere bindirilen çocukların gözlerindeki o parıltının sönüşünü hayal etmek bile üzücü. Bu durum, onların keşfetme, sorgulama ve kendi edebi zevklerini oluşturma süreçlerine ket vuruyor.
Öğrenciler ise, bu "öğretilmiş sistemin" içinde pasif alıcılar haline getiriliyor. Kendi meraklarını takip etmek, farklı yazarlarla tanışmak, belki de gelecekte kendilerini bir yazar olarak hayal etmek yerine, önlerine sunulanı kabulleniyorlar. Bu durum, ileride sadece edebiyat alanında değil, hayatın her alanında araştırma yapma, sorgulama ve eleştirel düşünme becerilerinin gelişimini de olumsuz etkiliyor. Bir nevi, sistemin dışına çıkamayan, öğretilmiş kalıplara hapsolmuş bireyler yetişmesine zemin hazırlanıyor.
Bu kısır döngüyü kırmak için hem öğretmenlerin daha bilinçli olması hem de eğitim sisteminde bir zihniyet dönüşümü yaşanması gerekiyor. Kitap fuarları ve benzeri etkinlikler, öğrencilerin sadece birer izleyici değil, aynı zamanda aktif katılımcı olabildikleri, yazarlarla sohbet edip ilham alabildikleri, farklı kitapları özgürce keşfedebildikleri birer platform haline gelmeli. Bu sayede çocuklar, okumanın ve keşfetmenin gerçek keyfini tadarak, kendi edebi yolculuklarını çizebilirler.
Kesinlikle haklısınız! Öğrencilerin kitapları kendi başlarına keşfetmelerine ve yazarlarla doğrudan etkileşim kurmalarına izin verilmemesi, onların okuma serüvenleri için çok büyük bir kayıp. Bu durum, maalesef hem öğretmenlerde hem de öğrencilerde yerleşmiş bir "öğretilmiş sistemin" bir parçası.
Öğretmenler, belki iyi niyetle, zaman kısıtlamaları veya okul yönetiminin beklentileri doğrultusunda hareket ediyor olabilirler. Ancak bu durum, çocukların birer robot gibi belli bir güzergahta, belirlenmiş yayınevlerinin ve yazarların stantlarına yönlendirilmesine, hatta bazen hangi kitabı alacaklarına dair dayatmalara kadar gidebiliyor. Etkinlik alanlarında hızla bir araya toplanıp, kitapları incelemeye bile fırsat bulamadan otobüslere bindirilen çocukların gözlerindeki o parıltının sönüşünü hayal etmek bile üzücü. Bu durum, onların keşfetme, sorgulama ve kendi edebi zevklerini oluşturma süreçlerine ket vuruyor.
Öğrenciler ise, bu "öğretilmiş sistemin" içinde pasif alıcılar haline getiriliyor. Kendi meraklarını takip etmek, farklı yazarlarla tanışmak, belki de gelecekte kendilerini bir yazar olarak hayal etmek yerine, önlerine sunulanı kabulleniyorlar. Bu durum, ileride sadece edebiyat alanında değil, hayatın her alanında araştırma yapma, sorgulama ve eleştirel düşünme becerilerinin gelişimini de olumsuz etkiliyor. Bir nevi, sistemin dışına çıkamayan, öğretilmiş kalıplara hapsolmuş bireyler yetişmesine zemin hazırlanıyor.
Bu kısır döngüyü kırmak için hem öğretmenlerin daha bilinçli olması hem de eğitim sisteminde bir zihniyet dönüşümü yaşanması gerekiyor. Kitap fuarları ve benzeri etkinlikler, öğrencilerin sadece birer izleyici değil, aynı zamanda aktif katılımcı olabildikleri, yazarlarla sohbet edip ilham alabildikleri, farklı kitapları özgürce keşfedebildikleri birer platform haline gelmeli. Bu sayede çocuklar, okumanın ve keşfetmenin gerçek keyfini tadarak, kendi edebi yolculuklarını çizebilirler.
5.0
100% (2)