0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
276
Okunma
Eğer sen de rüya gören, ama onları unutmak istemeyenlerdensen...
Hoş geldin.
Burada, rüyalar kaybolmaz.
Rüyalar, zamanın ve mekânın sınırlarını aşan gizemli kapılardır. Uyanık dünyamızda kaybolan düşünceler, duygular ve anılar, rüyalarla farklı bir varoluş biçimi kazanır. Her rüya, bilinmeyen bir dilde konuşur; sembollerle, imgelerle, kokularla, renklerle… Ve biz, bu dilin sırlarını çözmeye çalışan sonsuz bir yolcuyuz.
Rüyalar, sadece geceyi süsleyen hayaller değil, ruhun derinliklerinden yükselen çağrılardır. Onlar, bizimle konuşan görünmez bir bilgeliktir; içimizdeki karanlıkla yüzleşmemiz, unuttuğumuz parçaları hatırlamamız ve kendimizi aşmamız için bir rehberdir.
Her sembol, her his, her renk, bir mesaj taşır; bazen bir bilmece gibi, bazen bir şiir gibi. Rüyaların dili, matematik kadar net değildir; onları anlamak için sabır, içtenlik ve cesaret gerekir. Çünkü rüya, ruhun aynasıdır; yansıttığı her görüntü, bize kendimizi hatırlatır.
Rüyalar bize der ki: “Korkma, seni tanımaya cesaret et.”
“Geçmişin yüklerinden kurtul, özgürleş.”
“İçindeki ışığı keşfet ve yolunu bul.”
Onların fısıltılarını dinle, çünkü gerçek bilgeliğin kapıları orada açılır. Rüyaların kızı, işte tam da bu yüzden var; çünkü o, bilinmeyenin peşinden giden, karanlığın içinde ışığı arayan ve rüyaların sırlarını çözen bir rehberdir.
Ve unutma, rüyalar kaybolmaz. Onlar, ruhun derinliklerinde saklı kalır; seni bekler, seni çağırır.
5.0
100% (1)