0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
179
Okunma
KENDİMİZİ YENİLEMEK
Bir gün yüksek bir kayanın üzerinde, bir kaplumbağa, bir Kartal gördü. Kartal bazı tüylerini yolmakla meşguldü. Başka bir gün fark etti ki, kartal pençelerini sökmektedir. Kaplumbağa kartala selam verdi ve sordu: “Efendim, gördüğüm kadarıyla, eski tüylerini yolmaktasın, yıpranmış pençelerini sökmektesin. Anlamadım ne yapıyorsun? Lütfen bana ne yaptığını anlatır mısın?”
Kaplumbağaya derin derin bakan, Yaşlı kartal ona şöyle cevap verdi:
-Sevgili kardeşim! Hepimiz kendimizi yenilemeliyiz. Bazı yönlerimiz tüylerimiz ve pençelerimiz zamanla eskimektedir. Yaşama devam etmek için, hayatta kalmak için, ölmemek için, bedenimizden bazı parçaları bırakmak lazım. Terketmek lazım. Ölmeden dirilemeyiz! Dirilmeden ölemeyiz. Ölü tüyleri bırakmadan, yıpranmış pençeleri sökmeden, yeni ve sağlıklı tüylere, sağlam ve güçlü pençelere sahip olmak mümkün değildir. Ben havada uçarken ve göklerde süzülürken, pençelerimin sağlam, tüylerimin ve kanatlarımın daha güçlü olması gerekir. Bu benim için çok önemli.
Eğer kendimi yenilemezsem, bu benim için hayatın tükenişi demektir. İlerlememiz, gelişmemiz değişmemiz buna bağlı. Kendini yenilemeyen, yenilmeye mahkumdur. Ölü düşüncelerden diri yaşam oluşturulamaz. Eskimiş tüylerden ve fikirlerden bir şey çıkmaz. Akıl ve bilinç, bilgi ve hikmet, yaşamın ışığıdır.
Çağın ve zamanın şartlarını kavramayan, günün anlam ve önemini kavramayan, zamanın ruhunu idrak etmeyen tükenir ve kaybolur gider. Bunun üzerine kaplumbağa şöyledir: “ İyi ama ben kabuğumu hiç değiştirmedim!”
-Esas sorun da bu ya, dedi Kartal.
"Yıllarca aynı düşüncenin içinde, aynı kabuğun altında, aynı fikrin içinde kalmak en büyük felakettir.
Değişim ve gelişim içinde olmamak , aslında ölümün ta kendisidir. Bize düşen her gün yeniden doğmak, yeniden gelişmek, bizi hedefe götürecek bir şuur ve bilinç içinde olmaktır. Yüce kitap Kur’an’ı Kerim’in "Oku!" emriyle başladığını bilmiyor musun?
Gerçeklerle dünyayı değiştirmeyenler, hayallerle yaşamı geçiştirir. Ey güzel kardeşim! Ya hayata ve zamana karşı bakışımızı değiştireceğiz ya da değişim dönüşüm ve gelişimin ruhunu yakalayacağız.
Akla yanlış yön verenler kaybolur, aklın, yön verdikleri yol bulur! İstikamet en büyük hedefimiz olmalıdır.
Sefalete, cehalete,acziyete, yılgınlığa, yorgunluğa, yolsuzluğa, yüreksizliğe,yüzsüzlüğe,tutarsızlığa,İlkesizliğe, itibarsızlığa, ifsada, bencilliğe, bireyselliğe, bilgisizliğe, ayrılığa, gayrılığa, aşksızlığa,ruhsuzluğa, şevksizliğe, şükürsüzlüğe, kula kulluğa hayır demedikçe; kurtuluşa, özgürlüğe, özgünlüğe, düşünceye, derinliğe, dinamizme, kalp ve gönül devrimlerine, değişimlerine, dönüşümlerine, zamanın ve mekanın hakkını vermeye evet diyemeyiz…
Eğitimci Yazar
Ramazan çetin
5.0
100% (1)