0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
141
Okunma
"Dürüstlük ve Dağcılar"
Bir zamanlar, yüksek dağlarla çevrili ıssız bir dağ köyünde, Kaya ve Hakan adında iki genç dağcı yaşarmış. Bu dağ köyü, karla kaplı zirveleri, derin vadileri ve sarp yamaçlarıyla ünlüydü. Her yıl, pek çok dağcı bu bölgeye gelip, zirveye tırmanmak için büyük bir mücadele verirlerdi. Kaya ve Hakan, bölgenin en iyi dağcıları olarak tanınır, yüksek dağlara tırmanarak, doğanın zorluklarıyla yüzleşirlerdi.
Bir gün, köye gelen yeni bir dağcı grubuyla karşılaştılar. Bu grup, bölgede eğitim almak için gelmiş ve yüksek dağlara tırmanmak üzere hazırlık yapıyormuş. Mehmet adında bir dağcı, özellikle Kaya ve Hakan’ın becerilerine hayran kalmıştı. Kaya, Mehmet’e dağcılık konusunda bir şeyler öğretmeyi kabul etti ve birlikte zirveye tırmanmak için bir plan yaptılar.
Ancak, dağcılıkla ilgili sadece fiziksel güç değil, aynı zamanda doğru kararlar alabilmek de çok önemliydi. Kaya ve Hakan, her zaman birbirlerine dürüst olurlar, bu yüzden dağcılıkta en önemli şeyin güven olduğunu düşünüyorlardı.
Tırmanış sırasında, Hakan ve Mehmet arasında bir sorun ortaya çıktı. Hakan, çok zor bir geçitten geçerken biraz tereddüt etti. Yamaç çok dikti ve kayalar kayıyordu. Hakan, bir an için yanlış bir adım attı ve neredeyse kayalıklardan düşecekti. Kaya, hemen ona yardım etmek için elini uzattı, ancak Hakan başını eğdi ve zorlanarak:
— “Kaya, bu geçitten geçmek zor olacak. Ama biraz daha dikkatli olursak, bu geçidi geçebiliriz,” dedi.
Kaya, dikkatle Hakan’a baktı ve ona cesaret vererek, birlikte geçmeye karar verdi. Ancak, Mehmet, Hakan’ın zayıf bir anını fark etti ve şüpheyle:
— “Bu kadar zor bir geçitten geçmek gerçekten çok riskli. Belki de geri dönmeliyiz. Hakan’ın güçsüz olduğunu düşündüğümde bu geçidi geçmek çok tehlikeli olabilir.”
Kaya, başını sallayarak Mehmet’e döndü:
— “Evet, Hakan biraz zorlanıyor. Ancak, bu geçitten geçmek için dikkatli olmamız lazım. Gerçek şu ki, Hakan’a güveniyorum ve onun cesareti bana güç veriyor. Zayıf anlar herkesin olabilir, ama birbirimize dürüst olmalıyız. Eğer burada durursak, zirveye ulaşmak imkansız olur.”
Mehmet, Kaya’nın dürüst ve cesur yaklaşımını gördükten sonra biraz düşündü. Hakan, güçsüz olduğu için zorlanmıştı ama Kaya ona güvenerek yol almıştı. Mehmet, bir an için kendi korkularına yenik düşerek, doğruyu söylemeye karar verdi.
— “Beni affedin, doğruyu söylemek gerekirse, korkuyorum. Burası çok tehlikeli. Ama eğer gerçekten güveniyorsanız, birlikte devam edelim.”
Kaya gülümsedi ve onu cesaretlendirerek:
— “İşte bu! Dürüst olmak zor olsa da, korkularını söylemek doğru olanı yapmak demektir. Hep birlikte devam edebiliriz.”
Üçlü, Hakan’ın biraz daha dikkatli olmasına yardımcı olarak, güvenle geçidi geçmeye devam ettiler. Bu, onların birbirine olan güvenlerinin ne kadar sağlam olduğunu gösteriyordu. Dürüstlük, korkularını ve zayıf anlarını başkalarına açabilmeyi ve birlikte zorlukların üstesinden gelebilmeyi sağlıyordu.
Sonunda, zirveye ulaşmayı başardılar. Başarılarının sadece fiziksel güce değil, birbirlerine dürüst olmalarına ve güvenmelerine dayandığını fark ettiler. Yüksek dağlarda bir gün, birbirlerine dürüst olmak, sadece hayatta kalmalarını sağlamakla kalmamış, aynı zamanda onların dostluklarını güçlendirmişti.