0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
220
Okunma
İLİMDEN HAKİKATE:Bir Yolculuğun Beş Durağı
İnsan, varoluşunun anlamını kavramaya çalışan bir yolcudur. Bu yolculuk, dış dünyayı tanımaktan iç dünyanın sırlarına inmeye, akıldan kalbe, bilgiden hikmete uzanır. Bu yolda beş önemli kavram, birer durak değil; aynı zamanda birer merdiven basamağıdır: İlim, İrfan, Hikmet, Marifet ve Hakikat.
1-İlim: Bilmenin Başlangıcı
İlim, bilginin tohumudur. İnsan, önce dış dünyayı gözlemler, öğrenir, kavrar. İlim; aklın, mantığın ve delilin sahasında gelişir. Sayılarla, tanımlarla, ölçülerle ilgilidir. Bir çocuğun konuşmayı öğrenmesi gibi, insan da varlığı anlamak için önce ilimle tanışır. Fakat ilim tek başına yeterli değildir; çünkü bilmek her zaman anlamak değildir.
2-İrfan: Kalbin Bilgisi
İrfan, bilginin kalpte yankılanmasıdır. İlim öğrenilir, irfan ise içselleştirilir. İrfan sahibi kişi, sadece neyin ne olduğunu bilmez, aynı zamanda neden ve nasıl olduğunu hisseder. Bu noktada bilgi, kuru bir veri olmaktan çıkar; yaşanmışlık, tefekkür ve derin sezgiyle birleşir. İrfan, akılla kalbin ahengini kurar.
3-Hikmet: Yerli Yerinde Bilgelik
Hikmet, bilgiyi yerli yerinde kullanma sanatıdır. İlim bir cevaptır, hikmet ise o cevabın ne zaman ve nasıl verilmesi gerektiğini bilmektir. Kur’an’da hikmetle anılanlar, yalnızca bilen değil; bilen ve adaletli davrananlardır. Hikmet, irfanla yoğrulmuş bir eylem ahlâkıdır. Sözün, suskunluğun ve davranışın zamanına hâkim olmaktır.
4-Marifet: Tanımanın Derinliği
Marifet, bilmekten öte, tanımaktır. İnsan, marifetle kendi hakikatine, Rabb’ine ve yaratılmışa dair derin bir yakınlık hisseder. Marifet, “Ben kimim?” sorusunun peşine düşen ruhun cevabıdır. Arif kişi, her baktığında Allah’ın sanatını, her sözde O’nun hikmetini görür. Marifet, gözle değil gönülle görmektir.
5-Hakikat: Varlığın Özü
Hakikat, bu yolculuğun menzilidir. Zahirden bâtına, görünenin ardındaki mutlak gerçeğe ulaşmaktır. Hakikat, ne gözle görülebilir, ne dil ile tam ifade edilebilir. O, ancak yaşanır ve yaşanarak bilinir. Yunus’un dediği gibi:
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.”
Bu bilme, hakikatin perdesini aralayan bir aşktır, bir vuslattır.
Sonuç olarak, bu beş kavram birbirinden kopuk değil; bir bütünün halkalarıdır. İlimle başlar, irfanla derinleşir, hikmetle dengelenir, marifetle hakikate yönelir ve sonunda hakikatle tamamlanır. Bu yolculukta kişi sadece bilen değil, bilgeliği yaşayan ve hakikate ayna olan bir varlık hâline gelir.