0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
391
Okunma

Yarın 1 Mayıs meydanlar yine emekçilerin sesleriyle dolacak. Talepler, sloganlar, hak arayışları… Peki biz bugünü sadece bir sendika takvimi yada batıdan ithal bir gelenek olarak mı görmeliyiz? Yoksa meseleyi daha derinden, kendi inanç dünyamızdan da okuyabilir miyiz? İşte tam burada İslam’ın işçiye, emeğe, alın terine verdiği diğer üzerine düşünmek gerekiyor.
Kur’an insan emeğini küçümsemez, aksine yüceltir. “İnsan için ancak çalıştığı vardır” (Necm, 53/39) ayeti, bize sadece alın teriyle kazanılan gerçek mülk olduğunu hatırlatır. Yani İslam’a göre kazanç, sadece sermaye ya da mirasla değil, emekle meşrulaşır.
Peygamberimiz (S.A.V) bu konuyu sadece teoride bırakmamış, uygulamada da emekçinin yanında olmuştur. Ne buyurmuştur? : “İşçiye ücretini, alın teri kurumadan önce veriniz” (İbn-i Mace,Rühun, 4). Bu söz, asırlar sonra yazılmış iş yasasından çok daha öte bir vicdan çağrısıdır. Zamanında ödeme, helal kazanç, kul hakkına riayet… Bunların hepsi İslam’ın emek politikalarının temelidir.
Daha da çarpıcı bir bakış başka hadisi var: “Kıyamet gününde Allah’ın hasmı olacağı üç kişiden biri, işçiyi çalıştırıp hakkını vermeyen kişidir” (Buhari, Büyü, 106). Yani mesele sadece bu dünyalık değil; öbür dünyada da işçinin hakkını soracak.
Şunu net söylemek gerekir: İslam’da işçi yalnız değildir. fıkıh kitaplarında “icare” yani hizmet akdi başlığı altında, işveren işçi arasında adil bir ilişki nasıl kurulur, uzun uzun anlatılır. Ücretin belirli olması, emekçinin rızası, çalışma süresinin niteliği… Bunların hepsi asırlar önce yazıya dökülmüş ilkelerdir.
Bugün 1 Mayıs, artık sadece sosyal bir etkinlik değil; bir vicdan muhasebesi olmalı bizler için. İşçinin emeği ne kadar korunuyor? Alın teri ne kadar gözetiliyor? İslam’ın bu konudaki uyarılarını kulak arkası mı ettik? Modern çağın soğuk iş tanımları arasında, Hazreti Peygamberin sıcak uyarılarını hatırlamak gerekmez mi?
Unutmayalım: İslam emeği kutsal sayar. Alın teriyle kazanılan lokmayı helal bilir ve en önemlisi; işçinin hakkını gasp edenin karşısına sadece sendika değil Allah çıkar.
1 Mayıs’ın ruhunu, dinimizin adalet anlayışıyla buluşturmak ve bugünü anlamlandırmanın en sahici yoludur belki de. Çünkü adalet sadece mahkeme salonlarında değil; atölyelerde, tarlalarda, inşaatlarda, mutfaklarda, kısacası işçinin-emeğin olduğu her yerde tecelli etmelidir.
Fevzi Gültuna
Kaynak; 1-Kur’anı Kerim, Diyanet İşleri Başkanlığı Meali
2-Mehmet Erdoğan, İslam Hukukunda İş ve Çalışma Hayatı
3-Hayrettin Kahraman Fıkıh Açısından Çalışma Hayatı
5.0
100% (1)