0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
308
Okunma

Yorgun sazımın telleri gibi ne avazım çıkıyor ne de dilim çevriliyor. Düğümlenmiş çözülmüyor içimdeki buzullar.Kavrulmuş yaz sıcaklığında ne kadar da üşümüşüm farkına varılmadan. Bir ize dönüşmüş dağ kadar sandığım adam.Oysa telleri parmaklarıyla ötüren koca yürekli bir çocuktu.Kristal camların en keskin uçlarında oturur, telleri ötürürdü bir zaman.Suyla tanışmadan gitmek isterdi günahsızlar ülkesine.Hep şarap içerdi su yerine.Günahsızlar ülkesine, günahları arındıran suyu bulaştırmak istememesi bundandı.Ne oldu şimdi avazın duyulmuyor? Çok güvendiğin teller mi ihanet etti yoksa çay yudumluğundaki zaman?