1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
287
Okunma
Çocukluğumdan beri derinden yaşadığım özlem duygusunu anlatmak istiyorum biraz. Bu öyle bir duygu ki aslında, kelimeler kifayetsiz kalır ancak içimi dökmek istedim.Özlem; canınızdan daha çok sevdiğiniz, bu dünyada kıymetlim diyebileceğiniz her şeyin sizden uzakta olmasıyla doğar. Bu uzaklıktan kastım, sadece bir mesafeden ibaret değil. kimi zaman bir daha geriye alamayacağınız anılar kimi zaman sizden gitmiş insanlar uzak denen ufak bir kelimeye sığabilir. Vuslatsız kalan her özlem, yakıcı kor bir ateştir ve göğsünüzün tam orta yerine yerleşir. Siz o ateş belki söner diye bekledikçe daha çok harlanır. Zamanla anlarsınız ki ne döktüğünüz gözyaşları onu söndürebilecek ne de akıp giden yıllar. Bu hayatta bazı acılar kabullenilebilirdir ve kabullenildikleri takdirde can yakmaz lakin özlem kabullenilmez, görmezden gelinmez. Arkaya atmaya çalıştıkça kendini belli eder. Herbir zerrenize nüfuz ettikçe çaresiz kalakalırsınız. Uzun lafın kısasıyla, özlem tarifsiz bir duygudur. Karşısında yenilmekten başka bir çıkar yolu yoktur. Sevdiğim her şeyi ve herkesi özleyen birisi olarak size söyleyebileceğim şeyler; sevdikleriniz yanınızdayken kıymetini bilin, onlara hala vaktiniz varken sevdiğinizi söyleyin. Sevdiğiniz yerlerin herbir detayına özen gösterin. Mutlu olduğunuz anların tekrarının olmayacağını bilerek yaşayın. Bir gün kaybettiğiniz kendinizi özlememek için, benliğinizin kıymetini bilin. Çünkü hayat zamansız bir zamanda sillesini vurduğunda her şey için geç olabilir ve bir mezarın başında " Sana hiç söylemedim ama seni çok seviyordum." Diyerek, ağlamak zorunda bırakabilir.