Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Abdurrahman Günay
Abdurrahman Günay

DEPREMİN ARDINDAN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Yorum

DEPREMİN ARDINDAN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

0

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

262

Okunma

DEPREMİN ARDINDAN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Can da canan da tatlıdır.
‘Can’ kendi varlığımız ise, ‘canan’ da tüm ‘can’ saydıklarımızdır.
Tektir, yegânedir, geri dönüşü yoktur hiçbirinin.
Üzerlerine titreriz bu yüzden, haklı olarak...
“Aman başlarına bir musibet, fenalık, sayrılık, kaza ve belâ gelmesin!” dilenir. Bu duayı en az kendi varlığımız için ettiğimiz kadar eşimiz, çoluk çocuğumuz ve yakınlarımız için de ederiz. Bunu tüm dünyaya şamil tutmamız şaşırtmaz, şaşırtmamalı kimseyi. Çünkü ‘aklıevvel’ veya ‘hodbin’ değilseniz bilirsiniz ki, hayat standardımızı bozan her olumsuzluk, az çok bize de, bizim yaşantımıza da dokunur; zarar verir sonuçta. “Kimse ölmesin, kimse acı çekmesin, kimse yerinden yurdundan edilmesin...” Say say bitmez, ‘insana yakışan’ ve ‘insanca’ temenniler. Dilek ve duaları ‘insan’ olmanın dünyayı kapsayıcı ve kuşatıcı alanına yayar gönül enginliği ve sağduyu zenginliği zira.

Dün bir deprem gerçeği ile yüzleştik yeniden. Can ve mal kaybı olmadı, “Şükür!” duası edildi. Ama biliyoruz ki üzerinde yaşadığımız, ‘vatan’ tuttuğumuz bu coğrafya, deprem üreten yerkabuğu kırıklarıyla doludur. Geçmiş tarihlerden de, yakın tarihimizden de notlar düşülmüş oluşan depremlere ve acı sonuçlarına dair. Bir günde, birkaç saniyede gözde uygarlıklar, şehir devletleri batmış, harabeye dönmüş yüksek sanatlı yapıları; bir daha kendilerine gelememişler. Sorarım size: Akıl ve uyarı burada dururken, biz aynı topraklarda yaşadığımızı unutabilir, ‘adam sende!’ diyebilir miyiz? ‘Deprem ülkesi’ olduğumuzu bir kenara koyabilir miyiz; tasdikli, teyitli tarihin ve bilimin ışığında? Hatta bırakın tarihin tozlu sayfalarını; bir insan ömrüne sığacak parantez arasında 1939 Erzincan, 1999 Marmara ve 2023 Güneydoğu Anadolu felaketlerine duçar olmadık mı millet olarak?

Siyasi irade seçimi; yerel veya genel ölçekte halkın kendi kaderini bir süreliğine ve ‘temsilen’ güvenip itimat ettiği kurullara ve kişilere teslim etmesi demektir. En uygun kişi ve kurulları seçip iş başına getiremezseniz, sizin yazgınızı eline teslim ettikleriniz tarafından oyalanır, aldatılır ve hatta zaman içinde, acı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalırsınız. Kaderiniz; ülkenin veya bir kentin kaderi, çocuklarınızın ve torunlarınızın da uğrayacağı akıbete döner ama geçmiş olsun! Hele yerel seçimlerde ‘doğrudan’ yaşantınızı etkiler, seçim sonuçları. Su, elektrik, doğalgaz, iletişim, ulaşım, alt yapı yatırımları sizi mutlu veya mutsuz edebilir! Yerine getirilmeyen hizmetten daha kötüsü yoktur, orada yaşayanlar için.
Bir kenti ( Ülke ölçekli şehir olan İstanbul ise bu, yüz kere düşünün!) yönetecek kişi ve kurullarda deneyim, beceri, liyakat ve dürüstlük vazgeçilmez ölçülerdir.
Bana ne kişinin adından, partisinden? Bunlar önceliğim olamaz!
Ben vatandaş olarak işe, fiiliyata bakarım!
Ne vaat etmiş, ne yapmış veya ne kadar, nasıl yapmış?
Esas olan budur!
İstanbul halkı, parti ölçekli yönetici seçmekten vazgeçmelidir. Bunu yaşadığım şehir İzmir için de söylüyorum nicedir. Yandaş veya tarafgir olmakla, hakkıyla ve iyi yönetilmek arasındaki tercihte geç kalınmasın dilerim. ‘Partili’ olana değil, ‘ehil’ olana teslim edin kaderinizi, çok geç olmadan. Vatandaşlarımızın mutlu, sağlıklı ve müreffeh bir ömür sürmek, analarının ak sütü gibi hakkıdır çünkü.



Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Depremin ardından düşündürdükleri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Depremin ardından düşündürdükleri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DEPREMİN ARDINDAN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL