0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
159
Okunma
Bir zamanlar, küçük bir kasabada Ahmet adında bir öğretmen yaşardı. Ahmet, öğrencilerine sadece ders vermekle kalmaz, aynı zamanda onlara hayatın önemli derslerini de öğretirdi. En çok vurguladığı değerlerden biri dürüstlüktü. "Dürüst olmaktan korkma," derdi, "kaybedeceğin en fazla yanlış insanlar olur."
Bir gün, okulun bahçesinde Ali adında bir öğrenci, Ahmet’in yanına geldi. Ali, son zamanlarda bazı arkadaşlarıyla sorunlar yaşıyordu. Onlar, Ali’nin arkasından konuşuyor ve ona yalan söylüyorlardı. Ali, bu durumu Ahmet’e anlattı. Ahmet, gülümseyerek ona şöyle dedi: "Dürüstlük bir hazineye benzer, ortaya çıktığında taraftarları çoğalır; yalan ise gizli ateşe benzer, yanmaya başlayınca kötülükler ortaya çıkar."
Ali, öğretmeninin sözlerini düşündü. Dürüst olmanın zorluğunu biliyordu ama Ahmet’in ona verdiği cesaretle, arkadaşlarıyla yüzleşmeye karar verdi. Okulun bahçesinde, arkadaşlarıyla bir araya geldi ve onlara hissettiklerini açıkça anlattı. "Sizlerle dost olmak istiyorum ama yalanlar yüzünden bu mümkün olmuyor," dedi. Arkadaşları, Ali’nin cesaretine hayran kaldılar ve ona karşı dürüst olmaya karar verdiler.
Zamanla, Ali’nin dürüstlüğü sayesinde arkadaşları arasında güven yeniden tesis edildi. Ahmet, bu durumu görünce mutlu oldu ve Ali’yi tebrik etti. "Gördün mü, dostum? Dürüstlük her zaman kazanır," dedi. Ali, öğretmeninin sözlerini aklında tutarak, hayatında dürüstlüğü bir rehber olarak benimsemeye karar verdi.
Bu olay, kasabada herkesin dikkatini çekti. Dürüstlük, sadece Ali ve arkadaşları arasında değil, tüm okulda yayılmaya başladı. Öğrenciler, birbirlerine karşı daha açık ve samimi olmaya başladılar. Ahmet, bu değişimi görünce gururlandı ve dürüstlüğün ne kadar değerli bir hazine olduğunu bir kez daha anladı.