0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
190
Okunma
İYİLİK ATEŞİ YENİDEN YANIYOR.
Afrika’nın kalbinde, bir köyde yaşayan bir kadının yüreğini beklenmedik bir anda karanlık düşünceler sarmıştı. Bu durum, köyün huzurunu gölgeleyen bir sır gibi yayılmıştı. Kabile üyeleri, aralarındaki güçlü bağla hemen bir araya geldiler.
Köyün geniş meydanında, gün batımının kızıllığıyla aydınlanan bir alanda, büyük bir ateş yakıldı. Bu ateş, sadece odunların değil, aynı zamanda umudun, dayanışmanın ve sevginin de aleviydi. Ona "İYİLİK ATEŞİ" adını verdiler.
Karanlığın etkisi altındaki kadın, yanan ateşin sıcaklığına getirildi. Köyün her bir üyesi, derin bir saygı ve sevgiyle ellerini kalplerine götürdü. Sırayla, bu kadının hayatındaki güzellikleri, yaptığı iyilikleri ve ne kadar değerli bir insan olduğunu dile getirdiler. Her bir söz, karanlığa karşı yakılan bir meşale gibiydi. Birbirlerine, her zaman iyiliği hatırlattılar; küçük bir tebessümün, bir yardım elinin, içten bir sözün gücünü anlattılar.
İyilik ateşinin etrafında yankılanan bu sevgi ve destek sözleri, kadının ruhuna şifa oldu. Kalbindeki karanlık yavaş yavaş dağılırken, yerine umudun ve aydınlığın sıcaklığı yerleşti. İyilik ateşinin yanında, köy halkının güçlü desteğiyle kadın, karanlık ruhların zincirlerinden kurtuldu.
Bu olay, köyde derin bir iz bıraktı. Herkes anladı ki, en zor zamanlarda bile birbirine destek olmak, iyiliği hatırlatmak ve sevgiyle yaklaşmak, karanlığı aydınlatmanın en güçlü yoluydu. İyilik dolu bir kalpte darlığın olmayacağını, hayır ve iyilik içinde olmanın insana güç verdiğini bir kez daha deneyimlediler.
Şimdi, dünyayı karanlığın ruhu sarmışken, hep birlikte sevginin dostluğun ve kardeşliğin güzel manevi atmosferine girelim.
Bu hikaye bize bir kez daha hatırlatıyor ki, birine ışık olmak aslında kendi içimizi aydınlatmaktır. Rabbim, bizleri her zaman iyilik edenlerden eylesin. Gönüllerimiz sevgi ve merhametle dolsun, ruhlarımız aydınlıkta yol alsın. Kimse karanlıkta kalmasın.
Eğitimci Yazar
Ramazan ÇETİN