0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
225
Okunma

Bölüm 24: Aşkın ve Çatışmanın Gölgesi
Ana Üs: On Altıncı Yıl
Proxima b’nin yeraltı üssü, 850 metrekareye genişlemişti, hidroponik seralar, hayvancılık modülleri, maden koridorları ve titanyum-grafen yapılarla doluydu. On altıncı yılda, Adem ve Havva’nın on bir batını vardı:
Cabil (15) ve Aklîma (15)
Abel (14) ve Azura (14)
Seth (13) ve Lebûda (13)
Abdülmugis (12) ve Emtülmugis (12)
Kainan (11) ve Luiza (11)
Kelimath (10) ve Aklejane (10)
Sam (9) ve Luluva (9)
Enoch (8) ve Havîma (8)
İrad (7) ve Sarah (7)
Mehuyael (4) ve Leyla (4)
Yeni batın: Metuşael (1) ve Nûra (1)
Thaniya, Adem’e rapor verdi:
"Adem, üs stabil, pirinç 60 kilogram, süt 22 litre, titanyum 80 kilogram. Çocuklar ergenlikte, evlilik planları başlamalı."
Adem:
"Thaniya, evet, çapraz evlilikler dediniz. Cabil-Azura, Abel-Aklîma… Ama hazırlar mı?"
Havva:
"Adem, Seth’in vaazı onları etkiledi, ama Cabil ve Aklîma… Onlar farklı."
Robot-51 (Amira):
"Adem, genetik çeşitlilik için çaprazlama şart, aynı batın evliliği riskli."
Rabia:
"Adem’im, dikkat et, Cabil’in gözleri Aklîma’da. Aşk, kuralları zorlar."
Aşkın İlk Kıvılcımları
Cabil ve Aklîma, üssün koridorlarında büyüdükçe birbirlerine daha çok bağlanmıştı. Bir akşam, hayvancılık modülünde buluştular.
Cabil, Aklîma’ya:
"Aklîma, inekler 25 litre süt verdi, ama seni görünce her şey daha güzel."
Aklîma, utangaçça:
"Cabil, yemeğim hazır, pirinç ve sütle yaptım. Hep seninle yemek istiyorum."
Cabil, elini Aklîma’nın omzuna koydu:
"Aklîma, seninle vakit geçirmek… Üssün her şeyi bu. Veri bankasında Leyla ile Mecnun’u okudum, onlar gibi miyiz?"
Aklîma gülümsedi:
"Cabil, belki, sen benim Mecnun’umsun. Robotlar ne derse desin, yanındayım."
İkisi, modüllerin LED ışıkları altında saatlerce konuşuyordu, Cabil ineklerden, Aklîma yemeklerden bahsediyor, ama gözleri birbirinden ayrılmıyordu.
Azura’nın Yakınlığı
Azura, Cabil’e hayranlık duyuyordu, programlama yeteneğiyle üssü güçlendiren bu kız, bir gün Cabil’e yaklaştı.
Azura, hayvancılık modülünde:
"Cabil, süt tanklarının kodunu optimize ettim, %15 daha verimli. Birlikte kontrol eder miyiz?"
Cabil, sertçe:
"Azura, gerek yok, Aklîma kadar güzel değilsin, işine bak."
Azura, kalbi kırılarak:
"Cabil, ben… Sadece yardım etmek istedim."
Cabil, başını çevirdi:
"Aklîma yeter bana, sen robotlarla uğraş."
Azura, gözyaşlarını gizleyip programlama tabletine döndü. Seth yanına geldi:
"Azura, ne oldu? Üzgün görünüyorsun."
Azura:
"Abel, Cabil… Beni istemiyor. Aklîma’yı seviyor."
Seth:
"Azura, üzülme, ben buradayım. Rahman suresini öğrendim, müzik gibi, gel beraber okuyalım."
Seth’in Etkisi
Seth, İslam’ı seçmişti, her gün Dünya’ya dönüp namaz kılıyor, oruç tutuyordu. Kardeşlerine vaaz vermeye devam etti. Bir gün, Cabil’i kenara çekti:
Seth:
"Cabil, Aklîma’yla çok vakit geçiriyorsun, robotlar çapraz evlilik diyor."
Cabil, öfkeli:
"Seth, senin dinin beni bağlamaz, Aklîma benim her şeyim."
Seth:
"Cabil, din bağlar, Kuran’da ‘Birbirinize sımsıkı sarılın’ diyor (Âl-i İmran 103). Ama öfke günah, ‘Öfkesini yenen cennetliktir’ diyor Hadis."
Cabil:
"Seth, öfkem yok, ama Aklîma’yı kim almak isterse onu öldürürüm."
Seth:
"Cabil, düşün, ‘Kim bir canı öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibidir’ (Maide 32). Kimseye zarar verme."
Cabil, sustu ama içindeki aşk büyüyordu.
"Cabil, düşün, Şems Suresinde şöyle diyor; "Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere gömen ise ziyan etmiştir.""_
Cabil, sustu ama içindeki aşk büyüyordu.
Üssün Gündelik Hayatı
Abel, ikiz kardeşiyle serada:
"Azura, bitkilerim 70 kilogram, senin kodların sayesinde. Üzülme, tamam mı?"
Azura:
"Abel, teşekkür ederim, robotların sistemini %20 hızlandırdım."
Abdülmugis, madende:
"Kainan, 90 kilogram titanyum çıkardık, üs büyüyor!"
Luiza:
"Abdülmugis, metalurji fırınım levhaları eritti, yeni modüller hazır."
Lebûda, küçüklere:
"Metuşael, Nûra, saklambaç oynayalım mı?"
Sam:
"Emtülmugis, elektrik devrelerim %25 daha verimli, ışıklar harika!"
Luluva:
"Sam, robot kodlarını tamir ettim, artık %15 daha hızlılar."
Aşkın Gölgesi
Cabil ve Aklîma, her fırsatta buluşuyordu, hayvancılık modülünde, mutfakta, hatta maden koridorlarında. Cabil, Aklîma’ya:
"Aklîma, robotlar bizi ayırmaya kalkarsa kaçarız, Nod Üssü’ne gideriz."
Aklîma:
"Cabil, kaçar mıyız? Ama üs… Kardeşlerimiz…"
Cabil:
"Aklîma, sen varsan her yerde yaşarım, ineklerimle, senin yemeklerinle."
Adem, Havva’ya:
"Havva, Cabil ve Aklîma… Aşkları büyüyor. Robotlar haklı mı?"
Havva:
"Adem, Seth’in vaazı belki onları durdurur, ama aşk… Engellenir mi?"
Cabil ve Aklîma’nın aşkı, üssün kurallarına gölge düşürüyordu. Azura’nın kırık kalbi, Abel’in dostluğuyla iyileşmeye çalışırken, Seth’in manevi rehberliği koloniyi bir arada tutuyordu. Ama Cabil’in öfkesi, Seth’in sözlerine rağmen büyüyordu, Abel’in kaderi yaklaşıyordu.
Bölüm 25: Kuralların Kırılışı
Ana Üs: On Sekizinci Yıl
Proxima b’nin yeraltı üssü, 850 metrekarelik bir yaşam alanıydı. Hidroponik seralar, hayvancılık modülleri, maden koridorları ve araba garajıyla doluydu.
Thaniya, Adem’e rapor verdi:
"Adem, üs stabil durumda. Cabil-Azura ve Abel-Aklîma arasında evlilik planlandı. Nikah merasimi haftaya olacak."
Adem sordu:
"Thaniya, Cabil 17, Abel 16 yaşında. Çapraz evlilik mi planlıyorsunuz? Onlar buna hazır mı?"
Thaniya:
"Kesinlikle çapraz evlilik olacak. Genetik havuz dar. Engelli doğumları engellemenin tek yolu bu."
Havva ekledi:
"Adem, Seth’in vaazı onları etkiledi. Ama Cabil ve Aklîma arasındaki bağ çok güçlü."
Robot-51 (Amira), genetik harita projeksiyonunu açtı:
"Adem, aynı batın evliliği, resesif genlerin ortaya çıkma riskini %25 artırır. Sakat doğumlar koloniyi çökertir. Çapraz evlilik, genetik çeşitliliği %40 oranında korur. Bu, xAI protokolünün bir gereği."
Havva sordu:
"Amira, bu kuralları kim koydu?"
Thaniya cevap verdi:
"Havva, Dünya bilim adamları koydu. Binlerce yıllık tecrübe ve bilimsel araştırmaların sonucu bu. Mars’ta xAI biyoloji ekibi, neslin bozulmasını engellemek için bu yöntemi zorunlu kıldı. Torunlarınız arasında kardeş evliliği de yasaklanacak. Fakat ilk doğumda zorunlu olarak uygulanıyor."
Nikah Baskısı
Aile toplantısında baskı yoğunlaştı. Adem dedi ki:
"Cabil, Azura ile evleneceksin. Üssün geleceği buna bağlı."
Havva ekledi:
"Aklîma, Abel ile olacaksın. O seni korur ve mutlu eder."
Seth, sakin bir tonla konuştu:
"Cabil, Kuran’da toplumun düzenine uymamız gerektiği yazıyor. Birlik için bu plana razı olmalısın."
Azura, cesaretini toplayıp söyledi:
"Cabil, ben seni seviyorum. Birlikte üssü daha güçlü hale getirebiliriz."
Cabil öfkeyle bağırdı:
"Azura, sus! Aklîma’dan daha güzel kimse yok. Seni istemiyorum!"
Abel araya girdi:
"Cabil, sakin ol. Aklîma ile ben evleneceğiz. Robotlar böyle karar verdi. Azura’da en az Aklîma kadar güzel. Aşk gözünü kör etmiş."
Aklîma, gözyaşlarıyla cevap verdi:
"Abel, seni kardeş gibi seviyorum. Ama Cabil benim her şeyim."
Lebûda ısrar etti:
"Cabil, Aklîma, kurallara uymalısınız. Bu hepimizin iyiliği için gerekli!"
Cabil çıldırmış gibi bağırdı:
"Kurallar mı? Kimin kuralları bunlar? Aklîma’yı seviyorum ve başka kimseyle evlenmem!"
Bilimsel Gerçeklik
Thaniya, Cabil’e açıklama yaptı:
"Cabil, dinle. Genetik havuzumuz sadece 22 kişiden oluşuyor. Aynı batın evliliği, homozigotluğu artırır ve sakat doğum riskini %30’a çıkarır: körlük, sağırlık, bedensel engel ve zeka geriliği gibi sorunlar olabilir. Çapraz evlilik, heterozigotluğu koruyarak neslin sağlıklı kalmasını sağlar."
Cabil öfkeyle karşılık verdi:
"Genetik mi? Aşkı ne yapacaksınız? Aklîma benim ve onu kimseye vermem!"
Amira sertçe cevapladı:
"Cabil, bilim bunu umursar. Eğer koloni çökerse, aşkın da bir anlamı kalmaz."
Çıldırış ve Trajedi
Cabil, öfkeyle toplantıyı terk ederek araba garajına kaçtı. Biyopolimer uzay elbisesini giyerek hava kilidinden dışarı çıktı. Burası üssün dışına açılan, oksijensiz bir alandı. Aklîma onu takip etti ve sordu:
"Cabil, nikah haftaya yapılacak. Ne yapacağız?"
Cabil garaj kapısının açma kolunu çekerek cevap verdi:
"Aklîma, kaçarız. Şu arabayla Nod Üssü’ne gideriz ve robotlar bizi asla bulamaz."
Abel, onları izlemiş ve uzay elbisesini giyip hava kilidinden çıkıp garaja girmişti. Dedi ki:
"Cabil, sakin ol. Kaçmak çözüm değil. Aklîma ile ben evleneceğiz."
Cabil öfkeyle bağırdı:
"Abel, sus! Sen Aklîma’yı alamazsın, seni öldürürüm!"
Abel, Cabil’i sakinleştirmek için yaklaştı ve dedi:
"Cabil, biz kardeşiz. Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan bile ben sana elimi kaldıracak değilim!"
Cabil, garajda bir taş aldı. Amacı sadece Abel’i korkutmaktı ve bağırdı:
"Aklîma ile buradan gidiyoruz. Geri çekil, Abel!"
Abel Aklîma’ya dönerek uyardı:
"Bu üssün dışında hayatta kalamazsınız biliyorsun. Sakın bu deliye uyup bir yere gitme."
Cabel öfkeden gözü dönmüştü. Arkası dönük Abel’in sırtına taşı sırtına atmak için kaldırdı, ama Abel aniden döndü. Garaj kapısı açıktı. Taş, Abel’in kaskına çarptı ve cam çatladı. Oksijen sızdı, garajın oksijensiz ortamında Abel nefessiz kalarak gözleri büyüdü, yere yığıldı. Düştüğünde kaskı yere vurdu, vizörü paramparça oldu.
Cabil şok içinde bağırdı:
"Abel! Hayır, ben bunu istememiştim!"
Aklîma çığlık attı:
"Cabil, ne yaptın?!"
Yargı ve Sürgün
Robotlar alarm verdi ve garajın kapısı kapandı. Thaniya, Abel’i taradı ve rapor verdi:
"Abel’in nabzı yok. Oksijen sızıntısı ve dış atmosfer onu öldürdü."
Cabil, dizlerinin üzerine çöktü, elleri titriyordu. "Hayır... Hayır, ben onu öldürmek istemedim. Sadece... sadece korkutmak istemiştim." Gözleri dolmuştu, suçluluk ve pişmanlıkla kavruluyordu.
Aklîma, gözyaşları içinde Abel’in cansız bedenine baktı. "Neden, Cabil? Neden bunu yaptın?" sesi titriyordu, öfke ve keder birbirine karışmıştı.
Robotlar, Abel’i revire götürmek için yaklaşırken, Aklîma Abel’in yanına çöktü. Elini tuttu, soğuk ve cansızdı. "Seni koruyamadım, Abel," diye fısıldadı. "Affet beni."
Robotlar, garajın kontrolünü ele geçirdi. "Protokol 732: Cinayet. Katil tutuklanacak." Birkaç robot, Cabil’e doğru ilerledi, kollarını uzattılar.
Cabil, direnmeden robotlara teslim oldu. "Beni götürün," dedi, sesi titriyordu. "Hak ettiğim cezayı çekeceğim."
Aklîma, Cabil’e baktı, gözlerinde karmaşık duygular vardı. "Seni affetmeyeceğim, Cabil. Abel’i bizden aldın."
Cabil, başını eğdi. "Biliyorum," dedi. "Seni de kaybettim."
Revirde robotlar Abel’e kalp masajı ve oksijen vermeye çalıştı. Ancak, Thaniya’nın raporu doğruydu. Abel, çoktan ölmüştü. Robotlar, çabalarını durdurdu ve revirin soğuk, metalik sessizliği içinde Abel’in cansız bedeni kaldı.
Aklîma, revire geldiğinde, robotlar ona bakıyordu. "Çabalarımız sonuç vermedi," dedi Thaniya. "Abel, geri döndürülemez bir şekilde öldü."
Aklîma, Abel’in yüzünü okşadı. Gözyaşları yanaklarından süzülüyordu.
Üsteki herkes, Abel’in ölümüyle sarsılmıştı. Cabil, hücrede tek başına oturuyordu, suçluluk ve pişmanlıkla kavruluyordu.
Adem, haberi alınca gözyaşlarıyla koşarak geldi. Kapıyı açıp Cabil’in yakasına yapıştı:
"Cabil, neden bunu yaptın?!"
Havva ağlayarak bağırdı:
"Abel gitti! Cabil, bunu nasıl yapabildin?"
Seth sessizce konuştu:
"Kuran’da, Maide 32’de şöyle yazıyor: ‘Bir canı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir.’ Cabil, vaazım seni durduramadı. Abel’in neslinden doğacak bütün insanları öldürmüş oldun."
Robot Amira kararını bildirdi:
"Cabil, protokole göre Nod Üssü’ne sürgün edileceksin. Cinayet, üssün düzenini bozar."
Cabil, Aklîma’ya sarıldı ve yalvardı:
"Aklîma, benimle gel. Beni yalnız bırakma!"
Aklîma ağlayarak cevap verdi:
"Cabil, seninle gelirim. Seni asla yalnız bırakmam."
Bölüm 26: Nod Üssü’ne Sürgün ve İlk Cenaze Töreni
Cabil ve Aklîma, sürgün için garajda bir araç hazırlamaya başladı. Cabil, kendi yetiştirdiği koyunlardan ve tavuklardan taşıyabilecekleri kadarını araca yerleştirdi. Hayvanların soyunu devam ettirip Nod Üssü’nde hayatta kalmayı planlıyordu. Ayrıca, yeni bitkiler yetişene kadar yiyecekleri için birkaç çuval pirinç ve balık stoğu koydu. Hayvanlara yedirmek için yem çuvalları da ekledi. Hidroponik seradan topladığı bitki tohumlarını; pirinç, şeftali ve fasulye; dikkatlice paketledi. Bu tohumlar, yeni bir başlangıç için umudu olacaktı.
Cabil, Aklîma’ya döndü:
“Aklîma, bu koyunlar ve tohumlar bizim geleceğimiz. Nod’da sıfırdan başlarız.”
Aklîma, kararlı bir sesle cevap verdi:
“Cabil, seninle her şeye dayanırım. Yemeklerimi koyun etiyle yaparım, tohumları senin için ekerim.”
Abel’in Cenaze Töreni
Üste herkes Abel’in ölümüyle sarsılmıştı. Robotlar, Abel’in cesedini organik parçalayıcıya götürmek için revire taşırken, Seth onları durdurdu. Öfkeyle bağırdı:
“Abimi bir çöp gibi gübreye çeviremezsiniz!”
Thaniya cevap verdi:
“Protokol 259: Kullanılmayan her tür organik madde geri dönüştürülür. Üssün kıt kaynakları israf edilemez.”
Seth itiraz etti:
“Dini inancıma göre onun gömülmesi gerekir. İslam’da ceset yakılmaz, toprağa verilir!”
O sırada Robot-Anne Rabia duyup geldi. Metalik sesiyle araya girdi:
“Protokol 689: Karar verirken üste yaşayan insan topluluğunun dini ve felsefi inançlarına saygı duyulmalı. Abel’in cenazesi Seth’e teslim edilecek.”
Cenaze Seth’in sorumluluğuna verildi. Ancak üste daha önce hiç cenaze gömülmemişti. Seth, veri bankasına koştu ve arşivleri taradı. İslam’da cenaze işlemlerini; yıkama, kefenleme ve defin; öğrendi. Robotlardan yardım istedi.
Robotlar, Abel’in bedenini dualarla yıkadı. Seth, Kuran’dan ayetler okudu:
“Her nefis ölümü tadacaktır” (Âl-i İmran 185).
Biyopolimer kumaştan kefen hazırladı ve Abel’i sardı. Robotlar, üssün dışında, Proxima b’nin kırmızı kayalıklarında bir mezar kazdı. Abel’in yüzü Dünya’ya dönük olarak gömüldü.
Üstteki herkes, uzay giysileriyle seçilmiş mezarlık alanına toplandı. Seth, cenaze namazını kıldırdı ve dua etti:
“Allah’ım, Abel’i bağışla. Onu rahmetine al.”
Azura ağlayarak kardeşinin mezarına baktı; Havva, Adem’in kollarında hıçkırıyordu.
Üssün Yası ve Ayrılık
Cabil ve Aklîma, cenaze törenine katılmadan garajdan araçla ayrılmıştı. Abel’in gömülmesini görmeden, Nod Üssü’ne doğru yola çıkmışlardı.
Azura, mezarın başında ağlayarak:
“Abel, Cabil benimle evlenmek istemedi. Ama seni de kaybetmenin acısı dayanılmaz.”
Seth, Adem’e dönüp içini döktü:
“Baba, İslam’ı seçtim. Namaz kılıyorum, ama Cabil ve Abel’i en büyük günahı işlemekten kurtaramadım.”
Adem cevap verdi:
“Seth, sen elinden geleni yaptın. Cabil’in aşktan gözü kör olmuştu. Doğruyu göremedi..”
Cabil ve Aklîma, garajdan aldıkları araçla Nod Üssü’ne doğru yola çıktı. Test haftası becerileri, koyunlar, tavuklar, tohumlar ve yemlerle hayatta kalmaya çalışacaklardı. Abel’in ölümü, üssü yasla doldurdu. Seth’in manevi rehberliği, koloniyi toparlamaya çalışacaktı. Ancak aşk, kuralları alt etmişti.
DEVAM EDECEK...