0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
247
Okunma
Bugün, gökyüzü biraz daha mavi, sanki fısıldıyor: “Dur, bak, yaşıyorsun.” Sabahın serinliği yanağıma dokundu, kahvemin buharında küçük hayaller dans etti. 18 Nisan 2025, sıradan bir gün değil; bir hediye.
Sokakta bir çocuğun kahkahası, karşı kaldırımda aceleyle yürüyen birinin omzundaki bahar dalı, hepsi aynı hikayenin parçası. Hayat, küçük anlarda saklı. Bir mesaj yazdım sevdiklerime, “Nasılsın?” dedim. Cevap beklerken gülümsedim, çünkü bağ kurmak bu kadar basit, bu kadar güçlü.
Bugün bir şey yapalım: Birine gülümseyelim, bir şarkıyı son ses açalım, ya da sadece bir an durup nefes alalım. Çünkü bu an, sadece bizim. Ve bu an, her şeye değer.
Gökyüzü öğleden sonra biraz bulutlandı, ama bu bile güzel. Sanki hayat diyor ki: “Her an pırıl pırıl olmak zorunda değil, bazen gölgeler de anlatır bir hikaye.” Pencerenin kenarında bir serçe kondu, iki saniye bakıştık. O minik gözlerde koca bir dünya gördüm. Ne tuhaf, değil mi? En küçük anlar, en büyük anlamları taşır bazen.
Bugün bir şarkı takıldı dilime, eski bir melodi. Yolda yürürken mırıldandım, bir teyze gülümsedi, “Ne güzel sesin var,” dedi. Utandım, ama içim ısındı. İnsanlar arasında böyle anlar, görünmez iplerle bağlıyor bizi. Bir tebessüm, bir cümle, bir bakış… Hepsi bir zincir, hepimiz o zincirin halkalarıyız.
Akşamüstü bir kahve daha içtim, bu sefer dışarıda. Rüzgar usulca yaprakları savurdu, bir tanesi masama kondu. Sanki doğa, “Beni fark et,” diyordu. Fark ettim. Ve düşündüm: Belki de bugün, sadece var olmak yeter. Nefes almak, gülmek, birine “Seni düşünüyorum” demek… Küçük zaferler bunlar, ama en gerçek olanlar.
Hadi, bu akşam bir iyilik yapalım kendimize. Bir film izleyelim, bir sayfaya içimizi dökelim ya da sadece yıldızlara bakalım. Çünkü bugün, 18 Nisan 2025, sadece bir gün değil; bizim hikayemizin bir parçası. Ve bu hikaye, her an daha güzel yazılıyor.