1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
219
Okunma

Ne çok şey verdin, değil mi?
Bir tebessüm için saatlerini…
Bir “iyi ki varsın” uğruna kendi varlığından ödün verdin.
İçinde kopan fırtınalara rağmen, hep sükûnetle durdun.
Kimseyi üzmemek adına kendini unuttun.
Ve en kötüsü, buna “doğru olan bu” diyerek kendini inandırdın.
Ama gece olunca…
Kendi sesinle baş başa kaldığında…
Yalnızlık bir tokat gibi vurdu yüzüne.
Ve o ses hep aynı şeyi fısıldadı:
“Sen neredesin?”
Zamanla, beklentiler birer zincir oldu bileklerine.
“Ben onun için şöyleyim”, “Ben olmasam olmazdı”…
Kendini başkalarının hikâyesine yardımcı karakter olarak yazdın.
Ama kimse senin hikâyeni okumadı.
Kimse senin içindeki savaşı fark etmedi.
Sustuğun her gün seni biraz daha sessizleştirdi.
Verdikçe azaldın…
Koştukça yoruldun…
Gülümsedikçe içinden bir şeyler eksildi.
Ve sonra o an geldi.
Gözlerinin içindeki ışık, aynada kendine yabancılaştı.
“Ben kimim?” dedin.
“Gerçekten istediğim hayat bu mu?”
O an kalbinin derinliklerinde yıllardır susturulmuş bir ses yankılandı:
“Artık yeter.”
Artık kendi yıkıklarını onarma zamanı.
Artık kendi yaralarına da merhem olma zamanı.
Çünkü sen sadece başkalarına iyi gelmek için var olmadın.
Senin de acıların var, senin de hikâyen.
Ve o hikâyeye en çok sen sahip çıkmalısın.
Hayal kırıklıkları seni değiştirmiş olabilir, evet.
Ama seni tüketmesi gerekmiyor.
Her hayal kırıklığı, içindeki gerçeği daha da görünür kılar.
Her hüsran, seni özüne bir adım daha yaklaştırır.
Çünkü en karanlık geceler, şafaktan önce olur.
Şimdi ayağa kalk.
Gözyaşlarını sil.
Ve derin bir nefes al…
Çünkü bu kez başkaları için değil, kendin için yola çıkıyorsun.
Bu kez birini memnun etmek için değil, kendinle barışmak için adım atıyorsun.
Kalbinin en derininde sana “yeniden başla” diyen bir güç var.
İnancını hatırla.
Ruhunu hatırla.
Ve asla unutma:
Sen de bir dua kadar değerlisin.
Sen de bir mucize kadar özelsin.
Ve sen de, Yaradan’ın unutulmuş değil, sevgiyle yaratılan kulusun.
17.03.2025 2:15