0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
182
Okunma
Sanırım, biz insanlara gücün ve kontrolün başkalarının elinde olduğunu düşünmek daha kolay geliyor. Tanrı, insanlar, aile... Kim olursa olsun, birilerini seçip bu yükten ve sorumluluktan kurtulmuş oluyoruz. Çünkü biliyoruz, kendi kontrolümüz bizim elimizdeyse kendimize kızamayız. "Kontrolü elime alıp buradan çıkmam lazım" oyununu oynayamayız, başkalarına kızmak daha mı cazip geliyor? Yoksa bu bir lütuf mu? Açgözlü topluluklar, kazanmaya çalışanlar, iyi ve mükemmel olduğunu hissetmek isteyenler, intikam arayanlar... Hangilerinin gerçekten umrundayız? Belki de bazıları için basıp geçeceği basit bir aşamadan ibaretiz.
Ama en özünde izin veren biziz, kontrol etmelerine izin veren biziz. Söyle, üzülmene, sevinmene, boğulmana, yaşamana izin veren kim? Unuttun mu? Sen evrensin, sistemsin. Her şeysin ve hiçbir şeysin. Karanlık ve ışık sensin, sevgi ve nefret sensin. Sende olmayan ne var? Ne istiyorsun? Sen O’sun
ama sıkıldın mı? Çok mu yalnızsın? Oyun oynarız, insan taklidi yaparız. Ben bir metin yazarım, bak bunlarda harfler. Satürn’ü tutarım, sen biraz kanarsın, ağlarsın. Ben seni eleştiririm, sen bana yeni isimler takarsın. İnsanların düşüncelerini dinler, otururuz; küfürle kalkarız. Ben değer biçerim, sen hedef sayarsın. Bacakların senin, kolların benim olsun.
Sonra ölürsek ölürüz, ama geri dönebilir miyiz? Ben biraz daha çikolata yemek istiyorum.