0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
327
Okunma

Şu an yarım kalan bir hikayenin savrulmuş olan umutlarını yazıyorum. Darmadağınık, paramparça olan cam parçacıkları kırıntılarını topluyorum adeta. Nasıl tek tek toplayıp birleştireceğimi kestiremiyorum. Ne yazarım ne de şair .Üstünü tamamlamaya çalışırsam karşıma bambaşka bir hikaye çıkar. Oysa ne güzel başlamıştı yarım kalan bu hikaye . Her şeyin bir sonu vardı ama bunun sonu olmayacak gibi. Çünkü devamı yoktu ki sonu gelebilsin. Devamı olmayan bir şeyin sonu olur mu hiç? Halbuki bütün çabalarım bu hikayeyi güzel bir sonla bitirmekti .Çıkılmaz bir yolla girmişim işte, geriye dönüş olmayan. Yarım kalan, yok olan hayalleri tekrardan dirilmeye yeltenmem takdire şahan. Belki bu hikaye olması gereken bir sonla bitmeyecek. Ama ben parmaklarımın arasına kalemi almışken, bu hikayeyi bütün zorluklara rağmen bir şekilde tamamlayıp sona erdireceğimden kimsenin şüphesi olmasın. Yarım kalmasın. Yarım kalan her şey boynu bükük bir çocuk gibi. Ve ben ne zaman öyle bir çocuk görsem boynum bükülür, dilim tutulur, ayaklarım beni taşımaz olur. Bir heykel gibi olur, sabitlenirim. Sadece gözlerimdeki yaşlarda sel olurum .Yarım kalmasın...