Ne önemi vardı ki yılın? Hangi ayda, hangi günde olduğumuzun. Bana sorarsanız eğer; bu yıl barış yılı olsun aylardan huzur, günlerden sevda. Saatte de mesela mutluluk, acıları her zaman geçsin. Güneş her doğduğunda yeni bir güne başlamanın sevinciyle uyansak ne güzel olurdu değil mi? Oysaki bircok kişi uyanmak bile istemiyor. Çünkü yorgunlar. Ruhu yorgun olanlar var. Her insanın ayrı ayrı imtihanları var şu dünyada. Kendi içlerinde yaşadıkları savaşları var. Pes edenler ve etmeyenler...
Günler geçiyor. Hangi yıldayız? Kim bilir hangi aydayız? Ben hüzün yılı diyorum, aylardan hüsran, gurbet günü olsun bugün. Saatte de mesela ölüme bir tek nefes kala... Güneş batar gece olur. Bazı insanlar vardır uyumak istemezler çünkü korkarlar. Uyanamamaktan, bu dünyayı ve sevdiklerini bir daha görememekten korkarlar. Bu dünyadaki görevlerini tam olarak yapamadıklarını düşünürler. Ama en sonunda yine yenilirler uykularına. Göz kapakları ağırlașır ve istemeseler de uykuya dalarlar. Bazı insanlar vardır hiç uyanmamak ümidiyle uyumak isterler. Sonsuz bir uykuya dalarak dünyadan göç etmek isterler. Sonuç ne mi olur peki? Allah "ol" der oldurur. Ölüm ne zaman gelir yalnız O bilir. Uyanmak isteyenler bu dünyada aramızdan ayrılır, uyanmak istemeyenler uyanır yeni bir şans verilir onlara. Pes etmemek için, vazgeçmemek ve tövbe etmek için. Hayatlarına bu yeni günle sevdiklerinin değerini bilerek yaşamak için yeni bir şans. Başımıza ne gelir bilemeyiz ama şu hayatta yenilmemek için her daim içinde bulunduğumuz savaştan kazanan olarak çıkmalıyız. - Kazanmaktan kastım hiç düşmeyin herkesi geçin en yükseğe ilerleyin demek degil. Düşebilirsin, düşeceksin de ama ayağa kalkmazsan kaybedersin. Her ayağa kalktığında ve yolunda ilerlediğinde kazanan sen olursun.-
Üç günlük dünya diyoruz ama henüz ilk gününde birbirimizi kırıyoruz. Ne gerek var ki? Düşenin elinden tutmak çok mu zor geliyor, yoksa biz mi tutmaya üşeniyoruz? Halbuki düşene vurmaya hiç üşenmiyoruz. İnsan biraz düşünmeliydi, başkasının yerine kendini koyup anlamaya çalışmalıydı. Ne oldum değil, ne olacağım demeliydi. İnsan kendisine yapılmasını istemediği şeyleri bir başkasına yapmamalıydı. İnsan unutmamalıydı ki; sevgi, saygı ve anlayışın olduğu bir yerde iyi ve sağlıklı ilişkiler can bulur hiç solmamak üzere...