O, yalanın gölgesinde değil, gerçeğin ışığında yürür.
Dürüsttür. Halkı kandırmaz, doğruyu söylemekten geri durmaz.

Adalet onun terazisidir.
Adildir. Herkese eşit mesafede durur; kimseye kayırmacı gözle bakmaz.

Sorumludur. Aldığı kararların hesabını vermekten kaçmaz; milletine karşı boynunu eğmeden konuşur.

Şeffaftır. Kararlarını gizli kapılar ardında değil, halkın gözü önünde alır. Harcadığı her kuruşun izahını yapar.

Menfaatin değil, milletin peşindedir.
Toplum yararını gözetir. Popülizme değil, kalıcı çözümlere inanır.

Empati kurar. Kendini halkın yerine koyar; farklılıkları zenginlik sayar. Her sesi duyar, her yarayı görür.

Yolsuzluğa geçit vermez. Rantla değil, hakla yürür. Devletin malını kendi malı gibi değil, emanet gibi görür.

Liderlik ruhuna sahiptir. Zor günde öne çıkar, kriz anında kaçmaz. Bölmek için değil, birleştirmek için vardır.

İlkelerine sadıktır. Rüzgârın yönüne göre dönmez; neye inanıyorsa onunla yürür.

Nezaket sahibidir. Rakibini düşman bilmez, sözüyle kırmaz. Eleştirisi bile yapıcıdır.

Katılımcıdır. “Ben bilirim” demez; halkıyla beraber yürümeyi seçer. Herkese söz hakkı verir.

Gösterişten uzak durur. Lüks içinde değil, sade yaşar. Kamu malını israf etmez; tutumluluğu erdem sayar.

Kendini sorgular. Hatasını kabul eder, öz eleştiriden kaçmaz. Değişmeye, gelişmeye açıktır.

Siyasi ahlak, sadece bir erdem değil; bir duruştur.
Ve o duruş, sözle değil, davranışla gösterilir.