0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
342
Okunma

Hava serindi, sokak lambalarının soluk ışığı kaldırımda titrek gölgeler çiziyordu. Adamın elleri ceplerinde, parmakları ceketinin astarında biriken kırıntıları hissediyordu. Sol elinde tuttuğu sigara, her nefeste biraz daha kısalıyordu; dumanı havaya karışıp kaybolmadan önce bir anlığına gri bir bulut gibi asılı kalıyordu. Adımları yavaştı, sanki her birinde durup geri dönmeyi düşünüyordu ama yine de ilerliyordu.
Kafasının içinde bir fırtına vardı. Çocukluğu geçti gözlerinin önünden; mahallede top koşturduğu günler, annesinin "Eve gel!" diye bağırışı, babasının sessiz ama ağır bakışları. O zamanlar her şey basit gibiydi, sanki hayat bir oyun parkıydı ve o sadece kaydıraktan kayıyordu. Ama şimdi? Şimdi o park çoktan paslanmış, salıncakların zincirleri kopmuştu.
"Ben niye buradayım?" diye sordu kendine. Sigarasından derin bir nefes çekti, duman ciğerlerini doldururken gözlerini kapadı.Dünyaya geliş amacı neydi ki? Bir iş bul, evlen, çocuk yap, sonra öl? Çoğu insan böyle yaşıyordu, ama bu ona yetmiyordu. Bir şey eksik gibiydi, bir parça, bir anlam. Belki de o anlamı hiç bulamayacaktı.
Yürürken sokak köşesinde bir kedi gördü. Hayvan ona bakmadı bile, kendi dünyasında bir çöp kutusunun yanına kıvrılmıştı. Adam gülümsedi, ama bu acı bir gülümsemeydi. "Senin bile benden fazla amacın var gibi," diye mırıldandı. Kedinin hayatta kalma içgüdüsü vardı, oysa o neye tutunacağını bile bilmiyordu.
Bir ara durdu, başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Yıldızlar bulutların arasında kaybolmuştu, tıpkı onun anıları gibi. İlk aşkı geldi aklına; o kıvırcık saçlı kız, kahkahası hâlâ kulaklarında çınlıyordu. Onu kaybettiğinde bir şeyleri değiştirebileceğini sanmıştı, ama zaman sadece yaraları derinleştirmişti. İşini hatırladı sonra; her gün aynı masaya oturup, aynı ekranlara bakıp, aynı anlamsız raporları yazmıştı. Ne için? Birilerinin cebini doldurmak için mi, yoksa sadece hayatta kalmak için mi?Sigarası bitmek üzereydi. Son bir nefes çekip izmariti yere attı, ayakkabısının ucuyla ezdi. Ellerini ceplerinden çıkardı, parmakları soğuktan uyuşmuştu. Belki de amaç aramayı bırakmalıydı. Belki hayat, sadece bu anlardan ibaretti: sokakta yürüdüğü, sigara içtiği, düşündüğü anlardan. Ama yine de içindeki o boşluk kaybolmuyordu.
Köşeyi döndü, bir kahve dükkanının neon ışıkları gözüne çarptı. Kapıda duran bir adamla göz göze geldi; adam ona hafifçe başını salladı, sanki "Ben de aynı yollardan geçtim" der gibi. O an, bir şey fark etti. Belki de aradığı adaptasyon, bu sorgulamaların içindeydi. Hayatı anlamaya çalışmak, kendini bulmaya çalışmak... Belki de buydu onun amacı.
Yeniden ellerini cebine soktu, dudaklarında hafif bir tebessümle yürümeye devam etti. Sigarası bitmişti ama düşünceleri hâlâ yanıyordu.
05/04/2025 23:40 Sezer TÜREMEN
5.0
100% (1)