0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
277
Okunma
İnsan ömrü fani kaldıkça, kimse kimseyi aldatmaz, aldatamaz. Her şeyin gelgeç ve koca bir yalan olduğu şu dünyada ‘aldanan ve aldatan yok’ demektir bu, aslında. Aldatanın ‘aldandığını’ aldananın da gerçekte ‘aldanmadığını’ kavrayabildiği süreçte, tarafların en sonunda varacakları nokta ‘değmezmiş’ yargısıdır. Biri bir bakar, elinde avucunda olana; bir zamanlar kazanç saydığının anlamı yok! Biri bir bakar kaybettiklerine; zarardan saymanın anlamı yok! Fanilik silgisi geçer kârın da kaybın da üstünden; sıfırlar ikisini de.
E, ne yapalım yani? Hak, hukuk işlemesin mi? Bu dünyada yapılan her işin, fiilin bir tartısı, terazisi olmasın; ‘hak yiyen’ ile ‘haksızlığa uğrayan’ adalet önünde hesaplaşmasın mı? Öyle şey olur mu, hiç? Teklif dahi edilemez. Zaten önerilen bu değil! Tam tersine aldatma ve aldanmanın insanlığa karşı işlenmiş, tarafları ahlâkî temelden yoksun bir al ver ilişkisine sürükleyen şu bayağı hesap hatasından döndürme, uyarma ve uyandırma çabası daha çok. Nihaî hedefte ‘insanca’ ve insan vasfımıza halel getirmeyecek tutum ve davranış önermesi var, insanlık nam-ı hesabına. Yani demiş oluyoruz ki; “Yanlışa düşmeyin!”
“Muktedir olmak” bir yanılsamadır. Sakın ha, hırs ve ihtiraslarına yenik düşenlerden olmayın! Haksızlık temelinde elde edilmiş ve elde edilecek ne kadar ‘dünyevî’ kazanç ve olanak varsa, bir yanılsamadır sadece; sizde kalmaz, sizin olmaz hiçbir zaman. Gelip geçici havaî arzu ve hevesler gibidir. Açsınız, karnınız doyar; ama yine acıkırsınız! Size layık görülen, size çekici görünen hedef ve heveslerden daha değerli olan ise, dünyaya insan olarak gelme şansının yüksek yükümlülüklerini yerine getirmektir. Göçerken dünyada bırakılacak ‘şerefli’ bir isimden yüce, kıymetli başka değer yoktur çünkü. Hayırla yâd edilenlerden olun!
Unutmayın! Tek muktedir Allah’tır! O, size iktidar verdiği kadar ‘muktedir’ olursunuz. Onun kaderine razı olun ve millet ahlâkında gedikler açmaya kalkmayın! Açtığınız her gedik, sizin de sonunuzu hazırlayan tuzaklara döner sonra. Hak, aç gözlülükle tüketilecek bir değer değil; her türlü musibet ve fenalıktan esirgenecek bir hacet kapısı, Allah yoludur.
Günü değil, geleceği kurtarmaya bakın ki, ülkemizin yüksek istikbalinde payınız, emeğiniz olsun!