0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
203
Okunma

Bazen düşünür insan yaşamakta olduğu hayatta nelerle karşılaşarak hangi meşekkatli yollar dan geçildi o yollarda neler yaşandı, nelerle yüzleşildi bu öyle kolaylıkla anlatılacak bir şey değil hele ki söz konusu Vatan olunca o hepten değişiyor çünkü vatan sadece bir toprak parçası değildir, içine sadece çocukluk anılarını, ilk heyecanlarını, hayallerini ve büyüyen özlemlerini de alarak ondan sen her ne kadar uzaklaşırsan daha çok ona doğru çekersin kendini farkında bile olmadan, artık her şeyin eskisi gibi olmadığını bilsen de, döneceğin o sokakların seni tanımasını umarsın.
Fakat zaman, gündüzlerin ışığından ve gecelerin sessizliğinden daha hızlı akıp gider. Bir zamanlar elinin değdiği kapı kolları paslanmış, şehrin o kokusu eskiye nazaran dahada değişmiştir. İnsanın yine de zihnindeki o vatan duygusu hep aynıdır. Hatıraların gerçek mi, yoksa zamanın cilvesi mi olduğunu sorgularsın bazen.
Gurbet, yalnızca bir mesafe değil, belki de bir bütün ömrün, büyüyen bir çizgidir. O çizginin başında umut vardı, sonunda ne olduğunu bilmeden yürüyorsun. İnsan bazen nerede olduğunu değil, nereden koparıldığını daha çok hisseder.
Gençlik, fark edilmeden eriyen bir mum gibidir. O yanan alevin ışığında hayallerin dans ederken, zaman da sana fark ettirmeden uzaklaşır. Bir gün aynaya bakarsın ve çocukluğunun ellerinden kaydığını fark edersin. Bir sokak köşesinde oturup düşünürsün, Ben buraya gelmek için mi büyüdüm acaba diye sorarsın kendine.
Şu anda, ellili yaşlarını artık geride bırakmış bir insan olarak, geriye baktığında görünen nedir, Bir zamanlar yeşereceğine inandığın tohumlar mı, Yoksa, hangi toprağa dönersen dön, artık oraya ait olmayacağın gerçeği mi acaba...
Vatan, bazen şu an olduğun yer değil, özlediğin yerdir. Ama insan, en çok kaybettiklerini düşünürken yaşar. Ve böylece gurbet, yalnızca bir sürgün değil, belki de ömrün boyu taşıyacağın bir kader olur.
Ve sen, içinde taşıdığın o hiç bitmeyen özlemim sin.
Yaşayamadım belki ama unutamam da.
*
Mehmet Demir
28325
5.0
100% (1)