1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
328
Okunma
Yazan: M. Sabri HABERVEREN
Anadolu kültüründe; doğan çocuklara birer Meyve ağacı dikilir. Çocuklar, milletin sırtına yük olmasınlar diye… Halen kendisi ile yaşıt, meyve ağaçlarına sahip çok kişi var Anadolu’da. Babalar, analar, dedeler, nineler: “Oğlum ya da kızım, şu senin ağacın” diye ağaçlarını tanıtırlar, çocuklarına sulatırlardı. Böylece çocukları üretime alıştırırlardı. Yozlaşmamış Anadolu’da bu adet halen devam etmektedir.
Atatürk bu Cumhuriyeti kurarken; boşuna Anadolu’dan başlamadı. Taş üstüne taş koydu. Yokluklar içerisinde kavrulan milletin nefes almasını, kendi kendisine yetmesini sağladı.
Şimdikiler ise taş üstünde taş bırakmıyorlar. Hepsini satıyorlar. İyide bu satışların ülkemize ne faydası oldu? İç borcumuz mu azaldı? Dış borcumuzu mu kapattık? Hayır. Daha da borçlandık. Bırakın ağacı, şimdikiler Atatürk’ün Cumhuriyeti kurarken bıraktığı bütün izleri kazıyorlar, söküyorlar, yıkıyorlar. Bırak ağaç dikmeyi ağacın dikildiği topraklarımızı satıyorlar. Şimdi de nehirlerimiz gündemde…
Sanayi kuruluşları, termik santraller, fabrikalar, rafineriler, oteller (Emekli Sandığına ait) Tarım Arazileri, meralar, limanlar, Petrol bölgeleri, turizm merkezleri, bankalar, madenler, dağ taş satıldı. Şimdi nehirlerimize sıra geldi.
Dedem amcalarım ve babam bu vatanı bizlere bırakmak için kanlarını döktüler. Senelerce askerlik yaptılar. Çekilmez acılar çektiler. Katlanılmaz şartlara direndiler. Aç kaldılar, susuz kaldılar, açlıklarını hissetmemek için, karınlarına taş bağladılar. Bütün bunları Gazi babasından dinleyebilen şanslı biriyim. Sonunda Osmanlı’nın küllerinden genç bir Türkiye Cumhuriyeti doğdu. Al Bayrağımız huzurla, dalgalanmaya başladı.
Dedemden, anneme kalan 900 Osmanlı altını, anneme verilemedi. (Belgeleri var.) Bu ülkenin gelişiminde kullanıldı. Yetimlerin paralarının bulunduğu, Eytam Sandığı (Yetimler Sandığı), Emlak Kredi Bankasının kuruluşuna sermaye oldu. Canımız ve malımızla bu vatan için gereken her şeyi yapmaya çalıştık. Yapmaya da devam edeceğiz.
Ama ne oldu ise, kan dökerek, acılar yaşayarak, kazanmış olduğumuz bu vatan şimdilerde satılmaya başlandı. Niçin satıldı bunca şey? 5-6 liraya aldığımız şekeri 50-60 liraya almamız için mi? Anlaşılması çok zor… Satılan kurum ve kuruluşların paraları nerede? Bunun cevabı yok. Çünkü ortada para yok. Ülkemin iç ve dış borcu da artmış. Doğmamış torunlarımız bile borçlu. Ülkede satılacak bir şey kalmadığı zaman sıra insanlarımıza mı gelecek?