UYUZ
İnsanın iliklerine kadar soğuk işleyen bir kış sabahıydı henüz karanlıktan aydınlığa çıkamamış günün en loş zamanıydı. Ali evinden işine gitmek üzere hazırlıklarını yapmaya başladı. Her zamanki gibi elini yüzünü güzelce yıkadıktan sonra mutfağa geçti iki adet yumurtayı çaydanlığa koyarak haşlanmak üzere yüksek ateşli ocağa koydu. Bu sırada banyoya geçerek tek kullanımlık bir jiletle yüzünü tıraş etti. Mandalina kokulu bir Tıraş kolonyasıyla elini yüzünü güzelce ovduktan sonra tekrar mutfağa döndü bir kalıp peynir bir tabak zeytin bal ve yeşilliği buz dolabından çıkardı ve masaya koydu bu sırada yumurtalar da haşlanmıştı yumurtaları eline aldı elinin yandığını hissetti yumurtaları soğumaları için musluktan akan buz gibi suyun içine tuttu soğuduktan sonra kabuklarını soyarak masaya oturdu ve kahvaltısını yaptı sandalyeden kalkarak yatak odasına yöneldi yeni ütülenmiş lacivert takım elbisesini üstüne giydi holde bulunan vestiyerden siyah ve hafif şor kokulu ayakkabılarını aldı ve ayaklarına geçirdi. Dış kapıyı açarak evden dışarı çıktı henüz annesi ve babası mışıl mışıl uyuyordu ve yardımcıları da gelmemişti. Merdivenlerden aşağı inerek apartmanın dış kapısını açtı ve sokağa çıktı. Minibüs iki sokak ilerden geçiyordu Ali yürümeye başladı ve minibüsün geçtiği durağa geldi beklemeyi hiç sevmezdi ancak her hafta içi bu eziyete katlanmak zorunda kalıyordu. Minibüsü on beş dakika bekledikten sonra yavaş yavaş durağa doğru geldiğini gördü elini cebine attı sağ üst köşesi hafif yırtık ve eskimiş bir yirmi lirayı cebinden çıkartarak minibüse el işareti yaptı. Minibüs durunca açılmış olan sürgülü kapıdan içeri girdi parasını uzattı şoför parayı aldı ve iki tane madeni bir lirayı Ali’ye uzattı Ali parayı aldı ve boş bir koltuğa oturdu. Elini ceketinin iç cebine atarak kulaklığını çıkardı ve kulağına taktı cep telefonundan müzik uygulamasını açtı ve dinleye dinleye gitmeye başladı. Yirmi yirmi beş dakika yolculuk yaptıktan sonra şehrin merkezine vardı şoföre müsait bir yerde durabilir misiniz dedi şoför uygun bir yerde durdu Ali minibüsten aşağı indi iş yeri caddenin ortalarındaydı yürümeye başladı. Beş dakika yürüdükten sonra iş yerine geldi kapıdaki güvenlikçiye günaydın dedikten sonra masasına geçti ve bilgisayarını açtı çalışma koltuğuna oturarak her gün yaptığı rutin işlerini yapmaya başladı.
Ali iş yerinde çalışırken hava aydınlanmış annesi ve babası da yataklarından kalkmıştı bir süre evin içinde odalar arasında gezdikten sonra babası oturma odasına geldi ve sehpanın üzerindeki altmış litrelik akvaryumun ışığını yaktı ve balıkların su içindeki hallerini izlemeye başladı bir vakit izledikten sonra çekmeceden balık yemini çıkardı ve balıkları yemledi balıkların yem yemelerini bir süre izledikten sonra banyoya yöneldi ve elini yüzünü yıkadı sonra havluyla bir güzel kurulandı annesi yetmiş beş yaşlarındaydı iki gün önce kabızlık şikayetiyle doktora gitmiş doktorda bir ilaç vermişti dört yıl önce baypass ameliyatı olmuş olan annesi bu sebepten dolayı altı yedi tane ilaç kullanmaktaydı kabızlık ilacını kullanmaya başladığından beridir bir kaşıntı tutmuştu derisi kaşınmaktan pul pul olmuş ve yer yer kızarıklıklar oluşmuştu annesi de elini yüzünü yıkayıp kurulandıktan sonra kocasına beni doktora götür diye baskı yapıyordu. kocası;
-Tamam hazırlan kahvaltıdan sonra seni sağlık ocağına götüreceğim dedi.
Mutfağa geçtiler ve Ali’den kalan artıkları temizledikten sonra yumurtaları ocağa koydular yumurtalar piştikten sonra masaya oturdular bu sırada evin yardımcısı da kapının ziline bastı Hakan amca kapıyı açtı
- Hakan amca hoş geldin Huriye dedi
- Huriye’de hoş buldum dedi
- Hakan amca kahvaltı yaptın mı diye sordu
- Huriye yok yapmadım dedi
- O zaman masaya gel kahvaltı yapıyoruz dedi
Huriye üstünü başını açıp vestiyere koyduktan sonra Ayşe teyzeye günaydın dedi ve masaya oturdu.
-Ayşe teyze Huriye iki gündür kaşıntı aldı beni dedi
-Birazdan doktora gideceğiz dedi sen evi rahat rahat derler toplar temizlersin dedi.
-Huriye’de tamam olur dedi
Kahvaltılarını yapıp çaylarını içtikten sonra Ayşe teyze ve Hakan amca hazırlanmaya başladılar. Temiz ve düzgün elbiselerini giydiler vestiyerden ayakkabılarını çıkardılar ve dış kapıya yöneldiler. Sokağa çıkar çıkmaz Hakan amca arabaya yöneldi ve kapısını açarak içine oturdu Ayşe teyzede arabaya oturduktan sonra Hakan amca arabayı çalıştırdı otoparktan çıkmak üzere yola koyuldular. Sağlık ocağı bir aşağıdaki mahalledeydi. Yaklaşık on dakikalık yolculuktan sonra sağlık ocağına geldiler arabayı müsait bir yere park ettikten sonra içeri girdiler. Sıra aldılar Ayşe teyze altmış beş yaş üstü olduğu için sıra hemen geldi. Kapıyı açarak doktorun odasına girdiler. Yan yana duran iki sandalyenin karşısında doktor oturuyordu doktorun arkasındaki duvarda beş on tane duvara asılı vaziyette diploma ve katılım belgeleri vardı. Doktor otuzlu yaşlarda genç bir kadındı. Bilgisayara biraz göz attıktan hemen sonra teyze neyin var diye sordu
-Ayşe teyze iki gündür beni kaşıntı tuttu dedi vücudum pul pul ve yer yer kızarıklıklar var dedi.
-Doktor muayene etmek üzere sırtını aç dedi
-Ayşe teyze tamam dedi ve sırtını açtı
Doktor bir süre göz gezdirdikten ve elle muayene ettikten sonra hastalığın teşhisine yüzde doksan uyuz dedi.
Bu durum Ayşe teyzenin ve Hakan amcanın çok tuhafına gitmişti. Evleri sıfır ve her yeri Huriye tertemiz yapıyordu. Ayşe teyzede temizliğine özen gösteren bir kadındı. Biraz tedirgin olduktan sonra doktor reçete yazdı ve bu losyonu muhakkak kullan dedi Ayşe teyze tamam diyerek odadan dışarı çıktı hemen yan taraftaki eczaneden losyonu aldılar ve arabaya yöneldiler arabayla kısa bir süre yolculuk yaptıktan sonra eve geldiler. Apartmandan içeri girerek dairelerinin ziline bastılar. Huriye kapıyı açtı Hakan amca ve Ayşe teyze içeri girdiler. Huriye doktor ne dedi Ayşe teyze diye sordu Ayşe teyzede uyuza yakalanmışım dedi Huriye biraz tedirgin oldu çünkü uyuzun bulaşıcı bir hastalık olduğunu biliyordu. Yine de cesaretle Ayşe teyzeyle ilgilenmeye devam etti. Hakan amca tedirgin olmuş bir vaziyette oğlu Aliyi aradı oğlum kimseye söyleme annen uyuza yakalanmış hemen eve gel dedi. Bu sırada Huriye Ayşe teyzeyi banyoya sokmuş ve yıkamak için soymuştu. Ayşe teyzeyi losyonla bir güzel yıkarken Ali amirinden izin aldı ve eve doğru yöneldi Ayşe teyzeyi bir güzel yıkadıktan sonra Huriye evi temizlemeye başladı. Ali’de minibüse binmiş yola koyulmuştu. Minibüs son durağa gelince Ali telaşla aşağı inerek koşar adım eve doğru yöneldi. Apartmandan içeri girerek dairenin ziline bastı Huriye kapıyı açtı ve Ali içeri girdi. Annesiyle biraz uyuz diye dalga geçtikten hemen sonra babasına evi temizlik şirketinin detaylı bir biçimde temizlemesi gerektiğini söyledi ve halıları da yıkamaya verelim dedi bütün elbiseleri makinede birkaç defa yıkamalıyız dedi yani en az bir haftalık iş çıkmıştı Ali bunun üzerine firmaları aramaya başladı ve anlaştı. Babası oğlum birde tam teşekküllü bir hastaneye mi götürsek dedi. Ali’de aslında çok iyi olur baba dedi. Bir süre hemhal olduktan sonra hastaneye acil servise gitmeye karar verdiler.
Ali, annesi ve babası üstlerini başlarını giydiler ve vestiyerden ayakkabılarını alarak kapıya yöneldiler kapıyı açarak apartmanın dışına çıktılar ve arabaya bindiler hastane başka bir semtte idi yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından hastaneye vardılar. Arabayı müsait bir yere park ettiler. Sonra acil servise yöneldiler aralarında doktora uyuzla ilgili bir şey söylemeyeceğiz diye anlaştılar kapıdan içeriye girdiler ve kayıttan sorumlu memurun odasına yöneldiler memur 40’lı yaşlarda minyon tipliydi ve üzerinde yeşil renkli bir kazak vardı. Önlerinde altı yedi kişi vardı biraz bekledikten sonra sıra Ayşe teyzeye geldi. Ali Memura annem muayene olacak dedi ve kimlik kartını çantasından çıkartarak uzattı memur gerekli işlemleri yaptıktan sonra karşı taraftaki kapısı açık odaya girin dedi. Ali, annesi ve babasıyla odaya girdiler doktora şikayetlerini anlattı doktor muayene ettikten sonra yakında farklı bir ilaç veya başka bir şey kullandın mı diye sordu o da altı yedi tane ilaç zaten kullanıyordum bir de kabızlık ilacı kullanmaya başladım iki gündür dedi bunun üzerine doktor alerji olmuş olabilirsin dedi bir kaşıntı iğnesi yaptı. Bir alerji ilacı reçete ederek evlerine uğurladı Ayşe teyzenin iğneden sonra kaşıntısı geçti. Arabaya binerek eve geldiler ve bir daha kaşıntı sorunu yaşamadı Ali eve gelince firmaları arayarak utana sıkıla vermiş olduğu işleri iptal ettirdi. Ve bir daha sağlık ocağındaki işini yarım yamalak yapan o doktora gitmeyin diye anne ve babasını uyardıktan sonra yarım hekim candan eder yarım hoca dinden eder dedi ve işine geri yöneldi.