0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
154
Okunma
DOSTLARLA BAĞLANTIM
1991 yılında emekli olduktan sonra aklımdan geçirmediğim iş kalmadı. Şöyle geliri çok, emeği az olan cinsten ama hane halkına iş beğendiremedim.
“Ne yapacaksın? Para yönünden sıkıntımız yok, gezip eğlenelim, emekliliklerimizin tadını çıkaralım. Hem her hangi bir dükkân açsak, fırsat bulunca öğretmenevine kaçar, orayı da bana bırakırsın. Oturalım oturduğumuz yerde…”
Bu cümleler fedakâr eşime aitti.
Hiçbir işte karar veremeyince 51 yaşımda da boş durulmaz ki. Yerel Tokat gazetesinde bir köşe verdiler. El yazılı yazılarımdaki, kimi Arapça, kimi Farsça sözcüklerimi okuyamayan hanım kızlarımız, kendi kafalarına göre uydurdukları sözcükleri kullanıyorlardı. Bunu önlemek için her sözün Türkçesini yazmaya başladım. Bu, bende alışkanlık haline geldi. Şimdi bilgisayarla yazdığım yazılarımın büyük oranı Türkçedir.
Sosyal medyada yazmaya başladım. Hikâyeler –Net sitesinde hayli yazı ile çokca dost kazandım. 15 Temmuz olaylarından sonra sitemiz kapandı, dolayısıyla yazılarımı büyük oranda kaybettim.
Facebook, Edebiyat Defteri, Edebiyat Evi ve yine DÜZEY adlı köşemde yazmayı sürdürürken bir ara edebiyat Defteri ve Edebiyat Evi sitelerini ihmal ettiğimi fark ettim.
Yazmaktan amacım, gazetemizde ve sitelerimin hepsindeki dostlarımla bağlantımı sürdürebilmektir. Çünkü “Bin dost az, bir düşman çoktur” denilmiş.
Şimdi aynı yazımı köşemle beraber üç sitede de aynı anda paylaşmayı düşünüyorum.
Bakalım hayırlısı.