0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
227
Okunma
KÜFÜR
Nerede nasıl öğrendiyse o yıllarda belki de köyümüzün tek okur yazarıymış, rahmetli Moll’Ali. Yeri geldikçe “Küfür yüreğin yelpazesidir“ cümlesini köyümüze özdeyiş olarak armağan etmiş. Benzer özdeyişleri köylümüz olsun olmasın aydın olsun olmasın, gerektikçe benzer söylemlere herkesin başvurduğu görülmüştür.
Birisinin küfürlü konuşmasını anlatırken onun söylediği küfür sayılan sözcüklerini adıyla sanıyla söylemezler de “Nemneyttiğim“ dedi kalıbıyla geçiştirirler. Bu kalıbın gerçek anlamını söyleyen de bilir, dinleyenler de. Yalnız erkek erkeğe, ya da kadın kadına söyleşilerde değil karışık toplantılarda bile çekinmeden söylenebilir bu tip kalıplar.
Bırakın karışık cinsin bulunduğu küçük topluluğu, ünlü ve özgül ağırlığının çok olduğuna inandığı siyasetçimiz Bülent Arınç bile televizyonda “Şeyini şey ettiğim“ kalıbını telaffuz etmekten çekinmemiştir.
Anlatılır:
Ülkemizde adamın birisi alman turistlerin birisinin annesine küfür etmiş. Sorusu üzerine küfürün anlamını öğrenen turist gülmeye başlamış. Gülme sebebini de:
“Olmayacak bir iş“ diye değerlendirip sebebini açıklamış:
-Bu adam Almanya’yı bilmez. Bilse bile annemin adresini bilmez, diyelim ki buldu annemi. Bakalım annem, bu işe razı olacak mı?
Benzer örnekler çok ama saymanın bir yararı yok. Boş bulunup birine küfür etsek belki yüreğimiz bir süre ferahlar ama sonundaki utancımız ferahlamanın kat kat üstündedir.
Bir anda sinirlensek bile sinirimiz (hâkim) egemen olmak en doğrusudur diyor, okuyana sevgi ve saygılarla…