0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
264
Okunma

Halkımızın güzel bir sözü vardır; “Aynı tas,aynı hamam.” Kısaca değişen bir şey yok. Etraf toz duman. Yollar harap, dağınıklık almış başını gidiyor. Halk küçücük konteynırlarda yaşam savaşı veriyor.
Okullar yetersiz. He şey derme-çatma ... Halk kendi kaderlerini çizmiş gibi, yalpa yapa yapa yol almaya çalışıyor. Çaresizlik diz boyu. Nerdeyse arayan soran yok. Bazı vatandaşlarımıza evlerinin kuraları çekilmiş, ancak evleri halen teslim edilmemiş. evlerine ancak dışarıdan bakabiliyorlar. İki yıl geçti, sıkıntılar sürüyor.
O6 Şubat 2023 te deprem tıktı geçti. Deprem darmadağın etti her yeri. Yıkıntıların altında kalanlar çaresizce bağırıp durdular. Çırpınarak ve de üşüyerek, donarak öldüler. Kimseler yoktu. Güvendiği; canını, malını emanet ettiği devlet yoktu ortalarda.
Yardım çığlıkları, çaresiz çırpınışlar, sağa, sola koşuşturmalar…
Bunlar hiç unutulur mu?
Mıh gibi çakıldı yaşayanların beynine…
Onlar da yakınları ile birlikte öldü, yakınları ile birlikte öldü de dirildiler. Kimi sakat kaldı, kiminin dengesi bozuldu. Şimdilerde çoğu bir ruh gibi yaşamaya çalışıyorlar.
Bir kısmı göçük altından çıkarılan yakınlarının tedavisi ve bakımlarıyla uğraşıyor. Gücü varsa hastane hastane dolaşıyorlar. Kısaca kör topal bir yaşam sürdürüyorlar.Yani kalanlar da ölenler gibi öldü sanıyorlar kendilerini.
Yarım yamalak bir iş düzenyle yetinmeye çalışıyorlar.
Artık onlar; Fırat nehrinin sulayamadığı toprakları, gözyaşları ile suluyorlar.
Toz duman içinde her yan, nefes alamıyorlar.
Verilen sözlerin tutulmadığını kime haykıracaklarını bilemiyorlar. Suskun ve çaresiz boş gözlerle banıp duruyorlar etraflarına.
Çokça çıkarılan imar affı ya da cilalanmış adıyla “imar barışı” bu felaketin ağırlığını artırdı. Bunları anlatırken, göğüslerini kabarta kabarta halka yaldızlı müjdeler şeklinde duyurdular. Kaçak yapılar, eklenen katlar para karşılığında imara dahil edildi. Yapı kontrolü, sağlamlığı, uygun olup olmadığına bakılmadı. İmzalar atıldı ve her şey yeterli görüldü. Yüzler gülüyordu. Kimisi raht sağlamış, yönetim de hazineye para kazandırdığı için sevindiler.
Ne var ki, bu yapıların bir kısmı depremde saniyeler içinde yıkılınca içinde yaşayanlar bu afların altında kaldılar, can verdiler hem de çırpına çırpına, bağıra bağıra yardım bekleyerek öldüler. O anda; göğüslerini kabartanlar ortada yoktular ve de günlerce görünmediler.
Bir yılda teslim edilecek konut sayılarını yine müjdeli haberlerle açıkladılar, törenler yaptılar, boy boy pozlar verdiler. Aradan iki yıl geçti. Verilen sözlerin çoğu yerine getirilemedi. Daracık barakalara, konteynırlara sığınmış insanlar yaşam savaşı vermeye devam ediyor. Verilen sözlerin ancak yüzde otuz kadarı gerçekleşti.
Çökmüş olan alt yapıya merkezi hükümetin de desteği ile çözüm bulunması kaçınılmazdır. Hasarlı ya da yıkılmış konut sayısı oldukça fazladır. Yıkıntıların çoğu yerinde durmaktadır. Tozdan sağlık sorunları armaya başlamıştır. Başta kanser, solunum yolları ve göz hastalıkları giderek artmaktadır.
Barınma sorunları nedeniyle kente atanması istenen sağlık personeli ve diğer memurlar gelmek istememektedirler. Bu nedenle sağlık sorunları yaşayan Adıyamanlılar çevre kentlere gitmek zorunda kalmaktadırlar.
Ve de kent nerdeyse yerle bir olmuş, kent kimliğini yitirmiştir. Yeniden ayağa kalkması zaman alacaktır. Olanca var gücüyle çırpınan Adıyamanlıya destek gerekmektedir.
Başta merkezi hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları dayanışma içinde olarak Adıyamanlıya destek olmalıdırlar.
Gün dayanışma günüdür.
Bu dayanışmayı gösterenlerin yolu açık ola…
Mehmet Erbil
10 Şubat 2025 Pazartesi
www.mehmet-erbil.tr.gg
Not: fotoğraf alıntıdır