PENCERE-1

Abdest almak bir öze dönüşün giriş kapısıdır. İşte o andan itibaren
redakşın başlar.
Dış nesnelliğin teoremleri çökertilmez, paranteze alınır ve epokse edilir.
Allah ile beraberlik için tüm masivane düşüncelerden arınmak,
töze benliğe doğru yol almak gereklidir.
Fenomenoloji felsefi akımından yıllar önce tasavvuf ehli Yanya’lı
İsmet Garibullah özetle şöyle ifade etmiştir; "-Masivadan geçup
hakka gidelim cemal-i ba kemâle seyr idelim." seyr etmek yürümektir.
Allaha yürümek öze dönerek dış nesnelliklerden kopmak, hakka
öz benliğe yürümek çok güzel ve kısa anlamlı ifadeyle açıklanmıştır.
"Bir ben vardır benden içeri." cümlesi tüm bu ifadeleri özetler.
Açığa çıkan ve iki kişi tarafından özümsenen bilgi gerçek bilgi olarak
ilk defa ortaya çıkar, nesnel ortamda yerini alır fakat öze varışta
bu bilgilerinde parantez içine alınıp izole edilmesi; bilginin
tekamülünü sağlar.
İnsanoğlu doğuştan a priori bilgi ile dünyaya gelir. Bu bilgi adaleti ve
ahlakı tam olarak yansıtır. Daha sonra nesnel dünyada farklı şekillenir.
Bilgi hiçbir zaman subjektif bir kavram değildir tezi önem kazanır.
Bilgi devamlı yenilenmektedir.
Tefekkür ile başlayan öze dönüş yolculuğunda abdest fiziksel ve ruhsal
olarak önem kazanır ve olmazsa olmazdır.
Bu bağlamda abdest ile parantez açılır ve dış dünyanın meşgul eden
özellikleri bir müddet epokse edilir.
Reduction (ridakşın-indirgeme) başlamıştır.
Ruhsal değişimle birlikte fiziksel tepkiler oluşabilir.
Fenomenolojiyi fütüristlik ile birleştirdiğimizde orjinal eserler
ortaya çıkar. Bu her anlamda sanatın her dalında mümkündür ve
fenemonolojiyi trans anlamına indirgediğimizde çoğu eserlerin
trans halinde ortaya çıktığı kaçınılmaz olarak göze çarpar.
Her sanatçının transı farklıdır. Kimi önceden konu ile ilgili kitap okur,
kimi abdest alır, kimi müzik dinler, kimi sessizli arar velhasıl öze
dönüş olur. Yeni eserler, yeni teoremler ortaya çıkar.
Sanatçının önerdiği teoremleri çözmek artık size kalmış subjektif
kavramlar olarak önümüze çıkar. Sanatçılarımıza başarılar.

08.02.2014