4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
840
Okunma

“Mutluluklar ayrıntılarda gizlidir.”
Hayatımızdaki teferruatlar değil midir, bizleri mutlu eden de?
Sıcak yahut pastel renklerden oluşan uyumlu, göz okşayıcı bir giyiniş.
Belki hafif yollu açık, belli belirsiz iç gösteren bir elbise…
Sıcak bir bakış, içten bir tebessüm…
Belki bir kaş çatış veya sert bir bakış…
Çoğu zaman insanlar kendi gerçek yüzlerini maskelemezler mi?
Bir çay, kahve içme bahanesiyle insanları tanımak için sohbete ihtiyaç duymaz mıyız?
Çoğu zaman söylenen sözü ölçüp tartmaz mıyız?
Satır aralarını okumaya çalışmaz mıyız?
Yaptığımız konuşmaları, geceler boyunca kendi kendimize yorumlamaz mıyız?
Yüzdeki nokta kadar ufacık bir bene takılan bakışlarımız misali vurgulamalara, tonlamalara; jestlere, mimiklere anlamlar yüklemez miyiz?
Vücut dilini, ses tonuyla birleştirmez miyiz? ..
İşte bütün bunlar, sözlü hayatın yol gösteren işaretleri, yani noktaları, virgülleri, soru işaretleri değil mi sanki?
Bunun için ‘gerçekler teferruatta gizlidir’ demek kadar, “mutluluklar da ayrıntılarda saklıdır’ demek de çok doğru bir tespit olur.
“Söz vardır baş götürür, söz vardır iş bitirir.”
…
Şimdi de teferruattaki güzellikleri görelim mi?
“Ezelden şâh-ı aşkun bende-i fermânıyuz cânâ
Mahabbet mülkinün sultân-ı âlî-şânıyuz cânâ --- Baki ---
(Ey sevgili! Ezelden beridir aşk şahının fermanına kul, köleyiz.
Ey sevgili! Sevda ülkesinin şanlı yüce sultanıyız.)
.
Gelelim “da, de”lerin yazılışına.
Oda çok güzel süslenmiş.
O da çok güzel süslenmiş.
Odada toplanıp eğleneceğiz.
Oda da salon kadar büyükmüş.
Bu kadar da zor muymuş bu “da”ları ayırmak.
Birinci cümlede evin bir ‘oda’sını kastediyoruz.
İkinci cümlede bir insanın çok güzel süslendiğini belirtiliyoruz.
Üçüncü cümlede odanın ‘içinde’ toplanıp eğleneceğiz, ifadesi açıkça anlaşılmıyor mu?
Dördüncü cümlede ise, “Oda salon kadar büyükmüş” dersek, yani “da”yı kaldırırsak anlamda daralma veya bozulma olmuyor. “da”yı eklersek, odanın da “dahi, bile” salon kadar büyük olduğu vurgulanmış oluyor.
Bu arada hemen hatırlatmalıyım.
“da, de”lerin “ta, te” şeklinde kullanımı yoktur.
Bitişik kullanılan “buda” kelimesi dini bir terimdir.
‘Bu dahi, bu bile’ anlamında kullanılan ise “bu da” ayrı yazılır.
“Bu da bana yetmez ki!..” misalinde olduğu gibi.
Bir de çokça kullandığımız “ya da” şekli vardır ki, bitişik yazılmaz.
Türkçemizde “yada” diye bir kelime yok.
.
Yukarıdaki beyitte de “bende” (kul, köle, aşk mahkûmu) kelimesini özellikle seçtim.
“Ben de” bir zamanlar aşktan yana şanslı idim. Şimdi ise “bende” aşktan eser kalmadı. Sildi süpürdü hayat.”
Anlam ne kadar değişiyor, değil mi?
…
Gelelim “mı, mi, mu, mü?” soru eklerinin yazılışına.
Soru ekleri, kullanılan zaman ekine göre şahıs eklerinden hem ayrı, hem bitişik yazılır.
Soru şeklindeki “gördük mü ki” de olduğu gibi hem “mü”, hem “ki” ayrı yazılır.
"Sen de bizimle birlikte gelecek misin?" cümlesinde soru ekinden sonra gelen şahıs ekleri bitişik yazılır.
Soru eklerinin yazılışıyla ilgili pek çok örneği yukarıdaki açıklama cümlelerinde zaten verdik.
Bu arada aitlik, sahiplik bildiren “ -ki” eki bitişik yazılır. Genellikle isimlerden sonra getirilen ektir.
Camın önündeki çiçeğin rengine bayıldım.
Masanın üstündeki örtünün desenleri çok güzel olmuş. El örgüsü mü? Karar veremedim ki.
Baktım ki, söylenecek söz kalmadı, kalkıp gitmeli dedim.
Ayrı yazılan “ki” genellikle yüklemlerden sonra gelen bağlaçtır. Ki’li birleşik cümle yapar.
.
Anlatabildim mi, diye düşünmeden edemiyorum.
Umarım ki, bir nebze de olsa yardımcı olabilmişimdir.
Yardımcı eylemlerle (ek fiillerle) yapılan “birleşik fiiller” genellikle bitişik yazılır.
…
Bir de, özellikle yazılarda, özel isimlerin ilk harflerinin “büyük harf" ile yazılacağını bilmiyor muyuz Allah aşkına…
Bunların okumuşlukla – okumamışlıkla, cahillikle – âlimlikle ne ilgisi var?
Edebiyatla uğraşıyorsak ve edebiyatın bir dalı olan şiir yahut nesir yazıyorsak, ben de dâhil, şairlik yapıyorsak veya şairiz diyorsak, lütfen güzel Türkçemizin hiç olmazsa temel kurallarına uyalım.
Dilimizi bozmayalım…
En basitinden, şiirlerimizi vord’da (Word) yazıp kopyala yapıştır yapmak suretiyle hatalarımızı en aza indirmiş olalım.
Bu da mı çok zorlar bizleri?
İnanın ki, en kolayı ve en doğrusu bu şekildeki bir uygulama olacaktır.
Yazan arkadaşlarımız, lütfen ama lütfen hiç olmazsa bunu uygulasın.
Unutmayalım ki; güzel giyimli, mütebessim, sıcak bakışlı birinin insanda bırakacağı o muhteşem etkiyi, şiirlerimizde ve nesirlerimizde de hissedebiliriz.
Doğru, anlamlı, akıcı ve yazım kurallarına uygun yazılmış bir yazıyı veya kısmen şiiri okumak hepimize zevk verir, hepimizi olumlu etkiler.
İlhamınız daim, kaleminiz güçlü, yazılarınız yanlışsız olsun.
Güzel Türkçemiz güzellikleriyle ve doğru şekliyle yaşasın.
Hepinize en derin sevgi ve saygılar…
Hikmet Çiftçi
01 Şubat 2025
5.0
100% (3)