0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
264
Okunma
Gece, derinliklerinde iliklerde öfkeyle ilerleyen sözcükleri üst üste koyup; farkındalığı fısıldar bütün sesleri bastırana kadar. Duyması o kadar kolay, kulak ardı etmesi bir o kadar meşakkatli. Bir kural olarak dayatılmaz, tek başına öğrenirsin, seçersin tevazuyu. Kulaktan duyma hikayelerin özgüven aptalları gibi havlayamazsın teraziye, hafifliğini unutup! Vicdan ve şefkate çaresizlikte sarılan sırtlanların, korkuyla tutundukları hayata gülümsersin sadece:
Menfaat sofrasındaki iblislerden kurtulup. Toprağın altında kıvranırcasına, bir köstebek gibi kitaplardan tanıyamazsın haysiyeti, şerefi ve onuru!
Boş bir kelime olarak haznene yerleştiremezsin adaleti.
O puslu koridorların soldurduğu, o suçlu sokakların arsızca keyif ettiği dengesizliği; marifetmiş gibi sergiye çıkaran cüssesi pislikle dolu, cüppesi satılık canavarların inşa ettiği saraylara alkış tutamaz ellerin!
Aşk ve sevgiyi, bir avuç yeni yetmenin karmaşa ve kusmuk kokan tabirlerine indirgeyemezsin, saygıyı kaypaklıkla karıştırıp!
Düşün, hangi kirli saadet zincirinin halkasısın,
Düşün elde edemedikten sonra, ne kadar haklısın ki!?
5.0
100% (1)