0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
234
Okunma

Müthiş bir özenti neticesinde cep telefonu başta olmak üzere birçok elektronik cihaz satın alanlar, aldıkları cihazların taksitlerini ödeyemiyorlar...
Uygun kredilere kanarak motorlu taşıt ya da konut satın alanlar kredi taksitlerini ödemekte zorlanıyorlar...
Bazen evdeki hesap çarşıya uymayabiliyor...
Bazen enflasyon aniden yükselişe geçiyor, dolayısıyla faizler fırlıyor, haliyle borçta yükseliyor...
Vatandaş, vatandaşın borcundan bi haber sadece cebindeki telefona, altındaki arabaya, oturduğu eve baktığı için her şeyi güllük gülistanlık zannedebiliyor...
Oysaki akliselim olarak bi düşünsek içinde bulunduğumuz ahvali daha iyi analiz edebiliriz...
Önceden gün aşırı görüşen arkadaşlar haftada, ayda bir görüşür hale gelmedi mi?
Çat kapı gelen misafirler günler öncesinden randevu almak zorunda değiller mi?
İnsanlar artık cenazelerde, düğünlerde bile zar zor bir araya gelir durumda değiller mi?
Evde böreklerle çöreklerle envai çeşit ikramlarda bulunulan günler geride kalmaya başladı mı?
Ay sonuna azalmış borç yüküyle çıkabilmek için her aileden (yaşı müsait olan) en az iki kişi çalışmak zorunda kalmadı mı?
Aile fertleri dahi günlerini birbirlerini göremeden geçirmiyorlar mı?
Madem refah seviyesi artıyor, neden sosyal ilişkiler bitme noktasında?
Birine selam vermek, bir şey isteyecekmiş gibi algılanmıyor mu?
Dini duygular, itikad zayıflığı alıp başını gitmeye başlamadı mı?
Daha onlarca soru sormak mümkün.
Naçizane tavsiyem: İçinde bulunduğumuz şu meşakkatli günlerde birbirimizi YAFTALAMADAN, değişik fikir ve görüşlerimize saygı duyarak ortak müşterekler çerçevesinde hareket etmeye gayret edelim.
Aksi takdirde her geçen gün YALNIZLIĞIMIZ artacaktır...
Dilimizin dikenlerini yolma vaktimiz gelmedi mi?