2
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
276
Okunma
Yitik benliğim bir bulunmazda. Kah bir kaldırım kenarında kah bir durağın kırık oturağında .
Yağmur taneleri parlayarak düşerken bedenime, umutsuzluk kaplamıştı her yanımı.
Topuğu erimiş yırtık bir ayakkabının sesi yankılanırken boş sokaklarda, ben yalnızlığın peşinde yalnızlık bir bilinmezde.
Her köşede bir parça mı bırakmış, bin bir parça olmuştum. yorgun düşmüştüm bu karanlık sokaklarda. Bu sokaklarda açıkmış bu sokaklarda doymuştum. Bu sokaklarda ağlamış bu sokaklarda gülmüştüm. Şu karşıdaki bankta hayallere dalmamıştım, şu kırık kırmızı taşta dertlenmiş şu ağaca yaslanıp üşümüştüm.
Kar yağarken ruhumu serip kaç kez yıkamak istemiştim. Zayıf bedenimi şu yokuştan kaç kez aşağıya salmıştım. Tane tane yitirmiştim umutlarımı. Avuç avuç savurmuştum benliği mi.
Aslında yiten ben miydim yoksa onlar mı? Anlayamadım bir türlü. Yitmek mi güzel, bulunmak mı?
Ölmek mi güzel Yaşamak mı?