Giden (!)2024 ve gelen(!) 2025...,
Eski ve yeni, salt bir tarih kesitinin, adına zaman denilen kavramın sadece bir rakamının değişmesi mi; yoksa, değişen, yani asıl değişmesi gereken, Homo Sapiens’in bir arpa boyu bile olsa evrimleşmesi mi?
Zaman göreceli bir kavram. Kapitalist yaşam sa (Dünya), sınırlı, sorunlu, sürdürülemez ve can çekişiyor! Yeni savaşlar, soykırımlar, GSMH’nın, yani gelir dağılımında ki kabul edilemez eşitsizlik ve bunun neticesinde milyonların, halkların büyük çoğunluğunun daha da artan açlık ve yoksullukları sonsuza kadar asla sürmez, süremez!
Sosyal toplumun rakamsal olarak büyük çoğunluğunu oluşturan yoksulların başının üstünde bir çatı yoksa, aç ve açıkta ise, yani karnı açlıktan gurulduyorsa ve yüzünde sağlığın, mutluluğun, yarının ne getireceği endişesinden uzak, özgür ve rahat bir gülümseme yoksa zenginlerin de huzuru ilelebet kalıcı olamaz.
Yani uzun lafın kısası dostlar;
Bizlerin ütopyası, umudu, beklentisi ve kavğası hep aynı.
Değişmesi gerekenleri değiştirebilmek için en büyük toplumsal ihtiyaç;
Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikler karşısında korkmamak, susmamak, insan ve aydın olabilmenin onuruna sahip çıkmaktır!
Bir ülkenin, bir toplumun huzurunun yolu, kalıcı bir dünya barışı, eşitlik, özgürlük ve adaletten geçer!
Sınıfsız, sömürüsüz ve adil bir yaşam, bir dünya için
#halklararasısavaşa, #sınıflararasıbarışa
HAYIR!