İstanbulun sokaklarında dolaşırken. beynimin labirentinde dolaşan sorulara,yaşanmışlıklara cevaplar arıyordum.
Bizlerinde hayatımızı yönlendiren şekil veren, yaşadığımız ve karşılaştığımız olaylar içinde olmasak bile gözlerimizin bulaştığı olaylar vardır...
Bu gece sana yazacaklarım ,ezberleyip unuttuğumuz anıları hatırlatan şarkıları
Gizlice kuytularada söndürdüğümüz sigaramın dumanını,beyaz yalanların içinde ki ince hesaplarını değil,yıllardır içimden sayıkladıklarımı yazmak istiyorum sana
Nereden başlasam bilemiyorum,idamımın son dileğine taşıyamadığım itiraflardan mı,benden çaldığın yıllarımdan mı,nereden başlayayım...
İstersen at beni gönül pencerenden,sana yazdığım her satırdan sil işine gelmeyen kelimeleri..
Bana yazıp duvarlara astığın her asi sitemini
Tak peşime de gönder hadi belki görürsün yüreğimin acıyan yüzünü...
Ağzımdan çıkan her sözleri ezberle,benim ağzımdam çıkmamış diğer yalanları da ekle..
Gözlerinin renginde kuruyan mürekkebim bahtının karanlığında kaybedilmiş bütün savaşlarım adına,yenilmişliğimin mahçup cesaretinide yazacağım sana..
Sensizliğe ve hep sessizliğe biriktirdiklerimi içimde dağları deviren gizleri yazacağım sana..
Gönül evinde her ırkın ayak izleri değmiş topraklarına
Bir gün bu hikayenin biteceği de en baştan belliydi aslında,
Sana söylediğim bütün sözlerde olacak satırlarımda..
Seni terketmenin bile tadı başka olacak
Bu ayrılık,ikimize de çok yakışacak
Her zaman içinde bir ayrılığın hüzünü
kaybetmişliğin acı telaşı olacak...
YEŞİLIRMAK