Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
TİLHABEŞLİ FİLOZOF

Türk Toplumunda Aile Değerlerinin Küresel İfsat Politikalarına Karşı Direnci

Yorum

Türk Toplumunda Aile Değerlerinin Küresel İfsat Politikalarına Karşı Direnci

6

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

709

Okunma

Okuduğunuz yazı 10.9.2024 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Türk Toplumunda Aile Değerlerinin Küresel İfsat Politikalarına Karşı Direnci

Türk Toplumunda Aile Değerlerinin Küresel İfsat Politikalarına Karşı Direnci

Ailenin Toplumdaki Yeri ve Önemi
Aile, toplumsal yapının temel taşıdır. Bireylerin ilk eğitimini aldığı, ahlaki değerlerin kök saldığı, sevgi ve dayanışmanın öğrenildiği bu kurum, toplumsal hayatın sürdürülebilmesi için vazgeçilmezdir. Aile, sadece bireylerin birbirine bağlı olduğu bir yapı değil, aynı zamanda toplumun değerlerinin korunduğu ve gelecek nesillere aktarıldığı bir kültür ocağıdır. Bu nedenle aile yapısındaki bozulmalar, sadece bireylerin değil, tüm toplumun da bozulmasına yol açar.
Türk toplumunda, tarih boyunca aile değerleri her zaman güçlü olmuş ve nesilden nesile aktarılmıştır. Ancak günümüz dünyasında küreselleşme, modernleşme ve dijitalleşme gibi faktörler aile yapısını tehdit etmektedir. Bu süreçler, aile yapısındaki geleneksel değerlerin zayıflamasına, bireyselleşmenin artmasına ve ahlaki çözülmeye neden olmaktadır. Özellikle küresel ifsat politikaları, aile kurumunu hedef alarak toplumsal zayıflama stratejileri geliştirmekte, bireyleri aileden ve toplumsal dayanışmadan uzaklaştırmaya çalışmaktadır.
Ailenin Sosyolojik ve Kültürel Temelleri
Türk toplumunda aile yapısı, tarihsel olarak geniş aile modeline dayanır. Geniş aile, sadece anne, baba ve çocukları değil, aynı zamanda büyükanne, büyükbaba ve diğer akrabaların da bir arada yaşadığı bir yapıdır. Bu yapı, toplumsal dayanışmayı, birlikte yaşamayı ve paylaşmayı teşvik eder. Ancak sanayileşme ve şehirleşme ile birlikte çekirdek aile modeline geçiş başlamış, bu durum aile içi dayanışmanın zayıflamasına neden olmuştur.
Türk toplumunda aile her zaman güçlü bir yapıya sahip olmuştur. Geleneksel aile değerleri, nesiller arası bağlılık ve kültürel mirasın aktarımı gibi unsurlar, ailenin merkezde olduğu bir sosyal düzen oluşturmuştur. Ancak 20. yüzyılın sonlarına doğru sanayileşme, şehirleşme ve modernleşme süreçleri, Türk ailesinde çözülmelere ve dönüşümlere yol açmıştır.
Aile içindeki roller de bu süreçte değişiklik göstermiştir. Geleneksel Türk ailesinde baba, ailenin reisi ve geçimini sağlayan kişi olarak görülürken; anne, evin iç işlerinden sorumlu ve çocukların eğitiminden sorumlu kişi olarak kabul edilirdi. Ancak modernleşme ile birlikte kadınların iş hayatına daha fazla katılması, bu rollerin yeniden tanımlanmasına yol açmıştır. Bu durum, aile içi ilişkilerde dengeyi bozabilmekte ve çatışmalara neden olabilmektedir.
Günümüzde Küresel İfsat ve Aile Yapısına Tehditler
Modern dünyada aile yapısının bozulmasına neden olan en önemli faktörlerden biri, küresel ifsat politikalarıdır. Küresel medya, popüler kültür ve dijital platformlar, aileyi zayıflatan ve bireyleri tüketim kültürüne yönlendiren içerikler sunmaktadır. Özellikle genç nesiller, sosyal medya aracılığıyla hızlı tüketim alışkanlıkları edinmekte, bireysel başarı ve maddi kazanımları hayatlarının merkezine koymaktadır.
Bu süreçte aile kavramı, modern hayatın hızlı temposuna ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Evlilikler geciktirilmekte, boşanma oranları artmakta, evlilik dışı ilişkiler yaygınlaşmaktadır. Aile içi iletişim zayıflamakta, çocuklar televizyon ve internet gibi medya araçlarıyla daha fazla vakit geçirmekte, ebeveynler ile çocuklar arasındaki bağlar zayıflamaktadır. Bu durum, toplumsal çözülmeye ve ahlaki değerlerin kaybolmasına neden olmaktadır.
İslam’ın Aile Yapısına Verdiği Önem
İslam, aile yapısına büyük önem verir ve aile içindeki her bireyin birbirine karşı sorumlulukları olduğunu vurgular. Kur’an’da ve Hz. Peygamber’in sünnetinde aile, korunması gereken en önemli kurumlardan biri olarak geçer. Evlilik, İslam’da kutsal bir bağ olarak kabul edilir ve eşler arasındaki sadakat, saygı ve sevgi ilişkisi teşvik edilir.
İslam’da anne-baba olmak büyük bir sorumluluktur. Çocukların ahlaki eğitimine önem verilir ve ebeveynlerin, çocuklarına Allah’ın emirlerine uygun bir hayat sürmeleri için rehberlik etmeleri beklenir. İslam’da ailenin sadece biyolojik bir bağdan ibaret olmadığı, aynı zamanda manevi ve ahlaki bir sorumluluk olduğu vurgulanır. Aile üyeleri arasında sevgi, saygı ve güven ilişkisi, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturur.
Çocuk Yetiştirme ve Ahlaki Eğitim Aile yapısının güçlü olması, doğrudan çocukların nasıl yetiştirildiğiyle ilgilidir. Çocuklar, aile içinde aldıkları eğitim ve gördükleri örneklerle topluma katılırlar. Türk toplumunda aileler, tarih boyunca çocuklara ahlaki değerler ve toplumsal sorumluluklar konusunda öncülük etmiştir. Ancak modern çağın getirdiği bireyselleşme ve materyalist yaşam tarzları, çocuk yetiştirme konusunda geleneksel yöntemlerin terk edilmesine yol açmaktadır
Aileyi Koruma Yolları ve Stratejileri
Eğitim ve Bilinçlendirme: Aile yapısının korunması için en önemli adımlardan biri, aile içinde sağlıklı bir iletişim ve bilinçli bir eğitim sisteminin kurulmasıdır. Ebeveynlerin çocuklarına İslami değerleri aşılaması, onların ahlaki sorumluluklarını öğretmesi ve toplumsal değerleri aktarması önemlidir. Aynı şekilde, gençlerin evlilik öncesi eğitimi ve evlilikte karşılaşabilecekleri sorunlarla başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi de aile yapısının korunmasına yardımcı olacaktır.
Medyanın Rolü: Medya, bireylerin ve ailelerin hayatını şekillendiren en önemli araçlardan biridir. Bu nedenle medya araçlarının, aile yapısını destekleyen ve toplumsal değerleri yücelten içerikler sunması gerekmektedir. Televizyon programları, filmler ve dijital platformlarda aile yapısını zayıflatan içeriklerin yerine, aile içi ilişkileri güçlendiren ve ahlaki değerleri teşvik eden içeriklerin yaygınlaştırılması gereklidir.
Aile İçinde Sağlıklı İletişim: Aile içinde açık ve sağlıklı bir iletişim, ilişkilerin güçlenmesi ve sorunların çözülmesi için kritik öneme sahiptir. Ebeveynler, çocuklarına karşı anlayışlı ve destekleyici olmalı, onların sorunlarını dinlemeli ve çözüm yolları sunmalıdır. Aynı zamanda eşler arasında da sevgi ve saygı temelli bir iletişim kurulmalıdır.
Ahlaki ve Manevi Eğitim: İslam’ın sunduğu ahlaki prensipler, aile yapısının korunması için rehber niteliğindedir. Aile içi ilişkilerde adalet, merhamet ve sevgi gibi değerler ön planda tutulmalıdır. Çocuklar, erken yaşlardan itibaren bu değerlere göre yetiştirilmelidir.
Sosyal Destek Sistemleri: Aile yapısını güçlendirmek için devletin ve sivil toplum kuruluşlarının da önemli bir rolü vardır. Aileyi koruyan sosyal politikaların geliştirilmesi, boşanmaların önlenmesi, evlilik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi adımlar, toplumsal çözülmenin önüne geçecektir.
Türk Toplumunun Geleceği-Aile Yapısının Yeniden İnşası
Türk toplumu, köklü bir aile kültürüne sahip olmasına rağmen, modernleşme süreçleriyle birlikte bu yapı zayıflamış ve bireyler arasındaki bağlar gevşemiştir. Ancak aile yapısının korunması, toplumun geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Ailenin temel değerlerinin korunması, gelecek nesillerin sağlıklı bir şekilde yetişmesi ve toplumsal dayanışmanın devam etmesi için gerekli bir adımdır.
Bu süreçte, İslam’ın sunduğu ahlaki ve manevi değerler, aile yapısının yeniden inşa edilmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Evlilik kurumunun kutsallığının yeniden hatırlatılması, sadakat ve sevgi ilişkilerinin teşvik edilmesi, aile içi rollerin dengeli bir şekilde yeniden tanımlanması gibi adımlar, Türk toplumunun geleceğini şekillendirecektir.
Küresel ifsat politikalarına karşı aile yapısını korumak, bireylerin ve toplumların geleceği için hayati öneme sahiptir. Aile, sadece bir biyolojik bağ değil, aynı zamanda ahlaki ve manevi sorumlulukların da paylaşıldığı bir yapıdır. Bu yapının korunması, toplumun değerlerinin geleceğe taşınması açısından kritik bir öneme sahiptir. Aile, bireylerin ahlaki ve toplumsal gelişiminde kilit rol oynayan bir kurumdur. Aile yapısının korunması, sadece bireylerin değil, toplumun genel refahı açısından da gereklidir.

Bahadır Hataylı/10.09.2024/15.40/Namazgah/İST

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Türk toplumunda aile değerlerinin küresel ifsat politikalarına karşı direnci Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Türk toplumunda aile değerlerinin küresel ifsat politikalarına karşı direnci yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Türk Toplumunda Aile Değerlerinin Küresel İfsat Politikalarına Karşı Direnci yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehmet İmran Sevinç
Mehmet İmran Sevinç, @mehmetimransevinc
11.9.2024 18:51:10

Güne gelen bu güzel yazınızdan dolayı kutlarım sizi değerli yazar
Bu güzel yazınızı yorumlar kısmından kirletenlere fırsat verdiğiniz için de muthiş bir hal ile kızıyorum size
Saygı ve selamlarımla efendim
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
11.9.2024 00:13:54
İlk okunduğunda bir çok şey içeriyormuş gibi yazılmış ancak bir dayatma düşüncesinin harmanlanmış kılasik bir versiyonudur bu tekrar tekrar aile ve din , manevi değerler gibi söylemler ile kendimiz oyalıyor toplumu kandırıyoruz yanlış yönlendiriyoruz insan olmanın evrensel sanatı var EĞİTİM EĞİTİM EĞİTİM bu duruma üç boyutlu eğitim diyorlar toplum , aile ve okul ne yazarsanız yazın yazdığınızda akıl ve mantık artı çözüm öneriniz olsun aynı cümleyi süsleyerek kırk defa yazsanız da bir faydası olmaz benzer şeyleri yazarak okuyan tarafı ikna edemezsiniz
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
11.9.2024 00:09:23
Bu düşüncenin ve felsefenin hiç bir insanı değeri yoktur evlilikleri zorlaştıran maddi sıkıntılar ile zor hayat şartlarıdır . İnsan olmanın ahlaklı olmanın din ile hiç bir ilgisi yoktur tamamen önce toplumsal sonra aile okul eğitiminin verilmesi etkenliği ile belirlenir dayatma bir eğitim diplomalı bir nesil yarattı . Maddi ve manevi değerlerimizi bile çocuklarımıza doğru öğretmedik , yönetim sistemimiz bile hileli kazananları sözlü sınavlarda eledik kimse çıkarları uğruna sesini etmiyor herkes varıp bir din dayatması ile çözüm arıyor geçelim bu ayakları gerçeklere gelelim
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
10.9.2024 23:58:48
Yani diğer dinlerde aile bu sorumluluktan yoksun mu neden her şeyi getirip oraya dayatıyoruz dünyadaki tüm dinler toplumsal sorumluluk acısından başka başka değildir hepsi insanı ve aileyi işler bu islamda daha ehvendir şu dinde değildir diyebilir miyiz ? o zaman neden din konusunda bizim gibi olmayan toplumlar bizden daha iyi noktalarda daha insanı daha adalet li daha paylaşımcı daha sorumluluk taşıyor , otokontrelleri var kendi kendilerini daha iyi yönetiyorlar ,eğitimleri daha ileri bilimde bizi katlamışlar ya bu din dayatmasını yapmamalıyız , bakın dünyada hiç bir din insanlığa mutluluk barış kardeşlik refah getirmemiştir aksine savaşların acıların göz taşlarının nedeni olmuştur , bakın islam dünyasına , bakın israil zülmüne israil de bir din devletidir .
cem3453
cem3453, @cem3453
10.9.2024 22:18:50
yazınıza dair bir zaman dilimi gösterseniz de
imansız gözümüzle iman etsek ha yazar?

eyvallah.
mecnun_60
mecnun_60, @mecnun-60
10.9.2024 15:58:08
8 puan verdi
Bence sağlıklı bir aile için dini değerler değil, evrensel ahlaki ilkeler önemli. Demokratik, özgürlükçü aile yapısı, her bireyin kendini ailenin vazgeçilmez parçası hissettiği, ailedeki her bireyin kendini özgürce ifade edebildiği, istediği dine, siyasi görüşe sahip olabildiği bir ortam olmalıdır.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL