4
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
523
Okunma

Sohbetime hoş geldiniz değerli dost, arkadaş, kardeş, abla veya abilerim.
Artık zamanımızda yazılı paylaşımlar kısa mesaj şeklinde yapılıyor bildiğiniz gibi.
Uzun bir yazı görüldüğünde okuyan nadir oluyor. Yazının içeriği de önemli elbette.
Bazı yazılar oluyor mesela bir çırpıda okumuşsunuz, sizi sarmış sarmalamış
içine çekmiş, cezbetmiş. Ne güzel olur böylesi paylaşımları okumak.
Okuyanın ilgi alanı çok önemli, yazar arkadaşımız okuyucusu çok olsun derdi
çekerek yazmamalı. Kendi istediği konuları, kendi ifadeleri ile aktarmalı.
Böylesi daha samimi olur, okuyucu kaygısı çekilmez, okur onu zaten bulur
ve isteyerek okur.
Kısa mesaj ile giriş yaptım sohbetime, çünkü uzun uzun yazmayacağım, bir kahve içimlik
kalacağım.
Asıl bu yazıyı yazmama vesile olan konu ise şu oldu. Yıllardır hiç bitmeyen
şu seçki konuları. Bir iki yerde daha paylaşım yapıyorum, inanır mısınız
aynı konu zaman zaman her yerde tekrar gündeme geliyor.
Çoğunluğu belirli yaş üzerinde olan yaştaşlarım artık biraz daha anlayış
göstersek, gençlerin sayfalarını daha çok ziyaret etsek, onlara da okunma
fırsatı versek. Hani umut kırmak için söylemek istemiyorum şair tanınmak
için bin tane şiir yazacak diye bir şey yok. ’’ Sana dün tepeden baktım aziz
İstanbul’’ Diye bir şiirim olsaydı okuduğum ve yazdığım bütün şiirleri
terk eder, onu öper sarılırdım.
Bana göre bizden sonrakilerde daha çok umut var, genç sayfalar keşfedilmeyi
bekliyor. Haydi sizleri destek olmaya davet ediyorum, al gülüm ver gülüm
yorumlamalardan vaz geçip, genç kalemlerin sayfalarına en az bir beğeni ile
de olsa katkı yapabiliriz.
Ben genelde değişik sayfalarda dolanıyorum ama inşallah bundan sonra
daha fazla katkı yapmaya başlayacağım.
Kendinize iyi bakın, sevgiler
Müjgân Akyüz Dündar