Zulanız ne kadar derin olursa olsun,tiryakisi iseniz sigaranın , zula çabuk tükenir .Bir bakarsınız gece saatin üçü ve başlamış beyin göçü.

Yorgun geçen günün ardından başınızı yastığa koymadan gözleriniz kayar bazen.Bir bakmışsınız oturduğunuz yerde uyuya kalmışsınız.Işıklar açık olduğu için vakit geç olmasına rağmen ayaktasınız sanılır.Saat gecenin üçü bakmışsınız kapı çalınır.

Tiryaki komşunuz varsa yandınız.Sigara içmediğinizi bilse de bir umut der kapıyı çalar.Zira küçük yer burası, market-büfe kapalı.Zulada da kalmamış...Komşuya müracaat..Çalan kapı panik havası estirecekmiş, kime ne?..

Kapının zili çalınca kısa bir panik havası.Koltukta uykuya dalmanın farkındalığı ve şaşkınlık.Saatin bir hayli ileri olmasının verdiği şaşkınlık.İkinci ve üçüncü defa kapı zili nin üst üste çalmasının verdiği bir başka şaşkınlık.Ve kaçınılmaz soru;

-Kim O ?..
-Ben..Ben...
Yani bir de tanımanız gereken biri sanıyor kendini.Bu iyi bir şey sanırım.Zira yabancınız değilim demek istiyor sanırım.Bir anlam vermemekle birlikte kapıyı açıyorum.Üst komşum ...Hanım..

-Hayır mı diyorum şaşkınlıkla, çocuklar mı hasta?..

-Yok , diyor..Eşimin sigarası bitti de..bir sor bakalım Emine Hanım’da bulunur belki, dedi.

-İçici olmayan birinde sigara bulunması mümkün mü?..

-Kusura bakmayın, hani var ise dedi...İki elimi yana açtım ve hiç bir şey diyemedim.Komşum merdivenleri çıkınca kapıyı kapattım öylece kalakaldım.Ne menem şeymiş şu sigara!..Tiryakisine meğer gece vururmuş.Vücudun iflâs ettiğini duyururmuş.Siz siz olun içmiyorsanız eğer başlamayın.İçiyor iseniz tiryakisi olmayın.İçen çok ise eğer sakın ha... duman altı kalmayın..Bırakın gitsin.