Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Fatih kadercan
Fatih kadercan

ÇAĞDAŞLAŞ-MA!

Yorum

ÇAĞDAŞLAŞ-MA!

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

294

Okunma

ÇAĞDAŞLAŞ-MA!

ÇAĞDAŞLAŞ-MA!

Çağdaşlaşma yada çağı yakalama Lale devrinden beridir belki dillere pelesenk olmuş toplumsal bir kavram yada hedeftir. Gerçek olan bir yanı var ki, oda Çağdaşlaş-ma şeklinde algıladığımız halidir. Oysaki Çağın gerektirdiği teknolojiyi yakalama gerçekleştirme ve nihayetinde bir adımda öne geçme gayreti olarak benimsenmeliydi. Müelliflerden bir kısmında yerinde bir tespiti ile, bizde Lale devrinde başlayan bu serüven şu şekilde yol almıştır.
Lâle devri; Avrupa’yı görme ve fark etme.
Tanzimat devri: Takip etme
Islahat ve Meşrutiyet dönemi : Taklit etme.
Cumhuriyet Dönemi: Teslim olma.
Son asrı şöyle bir irdelediğimizde ortaya çıkan manzara şu olmuş. Batının yaptığını gören ama sadece kullanıcı olma sıfatı ile aşağılık kompleksi ile onu taklit eden bir tavır. Tabi bu tavır teknoloji üretme alanında da değil. Günlük yaşam tarzı, kılık kıyafet benzerliği, dinlenilen müzik ve eğlence anlayışı gibi konular... "Güçlü olan mıknatıs zayıf olanı kendine çeker." tespitinin bir yansıması olsa tek başına bu toplumun her alanına sirayet etmesi gerekir. Ama bilim ve teknolojiden uzak sadece gündelik hayata yansıması belki sömürgeciliğin ve bunu benimsemenin bir neticesi olarak açıklanabilir. Tuhaf olan aynı zamanda bünyenin kabulde zorlandığı nokta şudur; Kökü binlerce yıl geride olan Türk toplumu ve Türk-İslam medeniyetinin mümessili olan halkın neden ve nasıl bu hızda kendinden uzaklaşmasıdır. Arayıp da kendinde bulamadığı hangi insani ve toplumsal eksikleri var ki başka cihetlerde arasın.
Tarihten süzülüp gelen aile yapılanmasında mı eksiklik var? Büyüklü küçüklü hiyerarşide mi düzeltilemeyecek aksaklıklar var? Itrinin bestelerinde mi? Sinan’ın pergelinde mi? Mevlana’nın tasavvufunda mı? Yunus Emre’nin sevgisinde mi eksiklik var? Neydi bizdeki eksiklikte kendimiz olma hasletinden imtina ettik. Dört yüz sen Balkanlara hoşgörü otağını Kuran medeniyetten beslenme neden ağırımıza gitti acaba biz olmaktan sıkılıp Avrupa’nın skolastik bakiyelerinin köşe bucak kök saldığı misyonerlik tezgahlarında devşirilmeye başladık.
Onlara benzedikçe bizi çağdaş mı kabul ettiler! edecekler mi? Farz edelim ki ettik diyecekler bir gün. O gün biz ne kazanmış olacağız. Kendimizden kopmaktan başka!
Misafirperverliğimiz mi bize yük oldu? Anne babaya ataya bağlılığımız mı? Torun torba içinde yaşayan büyüklerimiz mi? Düşene el uzatmamız mı? Komşusu açken tok yatamayışımız mı bize battı da! komşumuzu onlar gibi tanıyamadığımız aynı çatının altında çağdaşlaşmaya gidiyoruz. Ne oldu bize?
Yoksa içimizde bizden gibi görünüp bizden olmayanların bizi biz olmaktan uzaklaştırma gayretinde ileri karakol gibi hareketlerimi bizi bizden aldı. Avrupa’ya ayak basan ilk Ahiyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum gibi gönül erenlerin asırlar önce yaptıklarını son asırda misyoner teşkilatları! bize mi yapar oldu. Tersine Devşirme denilen hadise mi gerçekleşti.?
ifade de de belirtildiği üzere biz bu ÇAĞDAŞLAŞ-MA işini yanlış yaptık ve yapıyoruz vesselam..



Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çağdaşlaş-ma! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çağdaşlaş-ma! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇAĞDAŞLAŞ-MA! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL